18 Mayıs 2023

Eskinin İhyası, Yeninin İnşası: 50 İlimizdeki Müzeler


İlk kez gittiğiniz bir şehirde ne yaparsınız?

Konaklayacağınız yeri ayarladınız, dinlendiniz, doğal güzelliklerin keyfini çıkardınız, belki alışveriş bile yaptınız. Peki şehrin kimliği olan müzeleri gezdiniz mi? Müzeler, unutulmayacak olanları geleceğe taşır!

Birçok medeniyete ev sahipliği yapan Anadolu topraklarında olup bitenler sizin de dikkatinizi çekmiyor mu? Sizden çok önce yaşanan hayatları, şahidi olamadığınız medeniyetleri anlamak ve hissetmek, geçmişte yolculuğa çıkmak için mutlaka uğramanız gereken yer müzeler. Çünkü bir şehrin kültürünü tanımanın en güzel ve en keyifli yollarından biri müze ziyaretlerinden geçiyor. Türkiye'nin dört bir yanındaki birbirinden güzel müzeleri seyahat rotanıza ekleyerek siz de kültürel bir tatilin keyfini çıkarabilirsiniz.

Sezai Karakoç Diriliş Muştusu kitabında, "Hayvanat bahçesindeki aslandan, ormanlardaki aslan hakkında ne derece fikir edinilebilirse, müzelerden de eski uygarlıklar hakkında o kadar fikir edinilebilir." der. Bu fikri de göz önünde bulundurarak bizce "Müzeler, sadece bir şeyleri görmekle kalmayıp soru sorduğunuz yerler olmalıdır" diyen yazar çok haklı. Sadece gezip görerek eski uygarlıkları anlayamayız, sorgulayarak araştırarak okuyarak daha iyi öğrenebiliriz. Böylece müze gezmek gözlem yeteneklerimizi ve hayal gücümüzü genişleterek zihnimizde yeni ve anlamlı bağlantılar kurmamızı sağlar.


Türkiye dev bir kültür tarihine ev sahipliği yapıyor. Türkiye’deki en büyük müzeler listesine farklı kategorilerden pek çok müze eklemek mümkün. Peki bu tarihin izini sürebileceğimiz Türkiye’nin en iyi müzeleri hangileri? Cevabı müzeler rehberimizde, haydi keşfedelim! Tarih boyunca bu topraklarda var olmuş medeniyetleri keşfederken, aslında kendinizi keşfedeceksiniz. Gelin Türkiye’de görülmesi gereken müzeler hangileri, nereden başlamak, hangisine öncelik vermek lazım beraber bakalım.

Haritada 81 ildeki 81 müzenin isimleri verilmiş ancak biz 50 ildeki müzeleri sıraladık. Bazı illerde tek müze, bazı illerde birden çok müzeden bahsettik. Bazı illerde haritadaki müzeyi değil de bizi daha çok etkileyen kendi seçtiğimiz müzeyi anlattık. Bunu yaparken haritada olduğu gibi plakaya göre sıraladık. Bir müze cenneti olan Türkiye’nin dört bir yanındaki tarihe ışık tutan müzelerin en meşhurlarından 57 tanesini sizler için derledik.

01. SİNEMA MÜZESİ / ADANA


İki katlı bir konaktaki Sinema Müzesinde Adanalı sanatçılar, yazarlar ve yönetmenlerin fotoğrafları ve birkaç tane de balmumu heykeli sergilenmiş. Eski sinemada kullanılan makineler, 1900'lerden itibaren analog birçok makine, filmlerde kullanılan bazı gereçlere de yer verilmiş.

Adana topraklarının öyküsünü öğrenmek isterseniz, Çukurova'nın Kalbi: Adana yazımıza göz gezdirmenizi öneriyoruz.

02. NEMRUT ÖRENYERİ / ADIYAMAN


Nemrut Dağı Milli Parkı, içinde Kommagene Krallığının antik kentini barındıran bir ören yeri. Kommagene, Büyük İskender’in imparatorluğunun parçalanması üzerine ortaya çıkan birçok krallıktan biri. Güneydoğu Anadolu’daki bu krallık, batısındaki Roma ile doğusundaki Pers krallığı arasında sıkışıp kalmış. MÖ 1. yüzyılda, Kral 1. Antiochus (MÖ 62-32) Kommagene Krallığının lideriymiş. Antiochus, annesi tarafından Yunan, babası tarafından ise Pers krallığıyla bağlantılıymış. Antiochus öldükten sonra da, hatta dünya durdukça adının anılması için yaptırmış Nemrut Dağındaki anıt mezarını. Öldüğünde Nemrut Dağının, Fırat Nehrine bakan rüzgarlı tepesinde kendi inşa ettirdiği tapınağın taş yığınlarının içine gömülmüş...


Kommagene Krallığı topraklarının öyküsünü öğrenmek isterseniz, Karlar Altındaki Krallık: Nemrut yazımıza göz gezdirmenizi öneriyoruz. Nemrut Dağı yamaçlarındaki olağanüstü güzellikteki anıtsal heykeller, karlar arasında bir başka güzel ama siz kar olmadan da görmek isterseniz Kralların Taşlaştığı Yer: Nemrut yazımızı okuyabilirsiniz.

03. ZAFER MÜZESİ / AFYONKARAHİSAR


Büyük Taarruz kararının alındığı ve 1913-1914 yıllarında belediye binası olarak inşa edilen yapı, günümüzde Zafer Müzesi olarak hizmet veriyor. Karşısında Zafer (Utku) Anıtı ve valilik, onların arkasında Afyon Kalesi görünüyor.

Cumhuriyetin kazanıldığı toprakların öyküsünü öğrenmek isterseniz, Karahisar'ın Eteklerinde: Afyon yazımıza göz gezdirmenizi öneriyoruz.

04. İSHAK PAŞA SARAYI / AĞRI


Osmanlı mimarisinin Anadoluda günümüze ulaşabilen tek saray yapısı olan ve yapıldığı yüzyılda olduğu gibi günümüzde de bölgenin en önemli mimari eseri olan İshak Paşa Sarayı, harem taçkapısı üzerinde yer alan kitabeye göre 1784 yılında Çıldıroğullarından 2. İshak Paşa tarafından yaptırılmış. Saray, eski kasabanın merkezinde, üç tarafı tamamen sarp, dik meyilli bir tepe üzerine kurulmuş. Tepenin yalnız doğu tarafında, sarayın ana girişinin de bulunduğu yönde araziye bağlantı sağlandığı görülüyor.

İshak Paşa Sarayı ve doğu sınırımızdaki toprakların öyküsünü öğrenmek isterseniz, Güneş Doğudan Doğar: Malatya, Elazığ, Bingöl, Muş, Bitlis, Van, Ağrı, Iğdır yazımıza göz gezdirmenizi öneriyoruz.

05. ŞEHZADELER MÜZESİ / AMASYA


Yalıboyunun en eski köprülerinden Alçak Köprünün ayağında, Kral Kaya Mezarlarının bulunduğu dağın eteklerinde, Yeşilırmak’ın kıyısındaki eski sur duvarları üzerinde kurulu iki katlı Hazeranlar Konağı, Şehzadeler Müzesi olarak kullanılıyor. Yalıboyu evlerinden biri olan Hazeranlar Konağı, Amasya Mutasarrıfı Ziya Paşa’nın defterdarı Hasan Talat Efendi tarafından, Yeşilırmak kıyısındaki sur duvarları üzerine 1865 yılında inşa ettirilmiş. Osmanlı döneminin tarihsel izlerini taşıyan, bodrum üzeri iki katlı olarak yapılmış olan konak, haremlik ve selamlık olarak iki bölüm halinde düzenlenmiş. Amasya’da yaşamış olan şehzadelerin aslına uygun resimlerinden yola çıkılarak yaptırılan heykelleri ve kendi dönemlerini yansıtan kıyafetleri ile müze, ziyaret edilmesi gereken yerlerden...

Amasya'daki diğer müzeleri öğrenmek isterseniz, Bu Nehir Olmasaydı, Bu Şehir Olmazdı: Amasya yazımıza göz gezdirmenizi öneriyoruz.

06. ANADOLU MEDENİYETLERİ MÜZESİ / ANKARA

Ankara tam bir müze şehri. Öyle ki yaklaşık 40 müzeye ev sahipliği yapıyor. Anadolu Medeniyetleri Müzesi, Ankara Etnografya Müzesi, Rahmi Koç Müzesi, Resim ve Heykel Müzesi, Atatürk ve Kurtuluş Savaşı Müzesi bunların başlıcaları...



Anadolu Medeniyetleri Müzesi, başkent Ankara’da yer alıyor. Müze, Paleolitik Çağ’dan günümüze kadar geçen uzun süreçte Anadolu’da hâkimiyet kuran medeniyetler ve kentin gelişimi hakkında değerli bilgiler aktarıyor. Kente hâkim noktadaki Ankara Kalesi’nin hemen yanında yer almakta olan bina mimarisi ile de dikkat çekiyor.


1997 yılında “Avrupa’da Yılın Müzesi” ödülüne layık görülen Anadolu Medeniyetleri Müzesi’nde sergilenen eserler kronolojik sıraya göre bölümlere ayrılmış durumda. Paleolitik Çağ’a ayrılan bölümde sergilenen taştan ve kemikten yapılmış eşyaların büyük çoğunluğu, Antalya yakınındaki Karain Mağarası’nda gerçekleştirilen kazı çalışmalarından. Neolitik Çağ’a ait eserler ise Çatalhöyük ve Burdur Hacılar’dan müzeye getirilmiş. Müzenin Kalkolitik Çağ’a ayrılan kısmında Anadolu çevresinde gelişen uygarlıkların etkileri rahatlıkla anlaşılabiliyor. Eski Tunç Çağı bölümünün merkezinde Alacahöyük kazılarında elde edilen eşyalar yer alıyor.


Anadolu’da yazılı tarihin başlangıcına dair değerli bilgiler Asur Ticaret Kolonileri Çağı’na ayrılan alanda sizleri bekliyor. Bu bölümü gezdikten sonra dilerseniz gezinize Eski Hitit ve Hitit İmparatorluğu, Geç Hitit, Urartu, Lidya dönemlerine ait buluntuları inceleyerek devam edebilirsiniz.

Ankara ve Anadolu'daki toprakların öyküsünü öğrenmek isterseniz, Tarihe Yolculuk: Anadolu Medeniyetleri Müzesi yazımıza göz gezdirmenizi öneriyoruz.

07. ANTALYA'NIN MÜZELERİ: SİDE VE ARKEOLOJİ MÜZESİ


Manavgat'a 8 km. uzaklıktaki Side; 400 m genişliğinde, 1 km uzunluğunda bir yarımada üzerinde kurulmuş çok büyük bir antik kent. Ana caddeden ilerleyip gezilecek yerler sırasıyla; Anıtsal Çeşme, Side Müzesi, Antik Tiyatro, Apollon-Athena Tapınağı. Adımınızı attığınız ilk andan itibaren kendinizi insanlık tarihinin en eski dönemlerine yolculuğa çıkmış gibi hissedeceğiniz Side Antik Kenti; Lidyalılardan Perslere, Büyük İskender'den Helen krallıklarına ve Romalılara kadar pek çok uygarlığın gelip geçtiği bir yer. Side'de deniz kenarında yer alan Apollon Tapınağı, tarihi kalıntılarıyla gerçekten görülmeye değer bir miras...



Antalya'da gezeceğiniz müzelerden biri de 1919'da Süleyman Fikri Bey tarafından kurulan Antalya Müzesi... Antalya'daki antik kentlerden çıkarılan eserlerin sergilendiği Arkeoloji Müzesini gezmeden olmaz. Perge Antik Kenti’nden çıkarılan heykellerin diğer eserlerden rol çaldığı Antalya Müzesi, alt Paleolitik çağdan Roma dönemine kadar uzanan bir döneme tanıklık ediyor. Antalya sınırlarında yaşamış 3 önemli Akdeniz antik uygarlığı “Likya”, “Pamfilya” ve “Pisidya”ya adanan Antalya Müzesi, 1988’de “Avrupa Konseyi Yılın Müzesi” ödülünü almış.

Antalya'daki  Müzeler ve Antik Kentler bir gezgini haftalarca oyalayabilecek kadar çok, biz sadece ikisini anlattık, diğerleri için 2020 Patara Yılında: Antalya'daki Antik Kentler yazımıza göz gezdirmenizi öneriyoruz.

09. DİDİM APOLLON TAPINAĞI / AYDIN


Didim'e adını veren Didyma'daki Apollon Tapınağı, İyonya sahili üzerinde yer alan bir antik Yunan tapınağı. İnşası MS 2. yüzyıl ortalarına dek süren görkemli tapınak, tam olarak bitirilememiş. Antik coğrafyacı Strabon, Apollon Tapınağını dünyanın en büyük ve en görkemli tapınağı kabul etmiş. Biz de şimdiye kadar gördüğümüz yerler içerisinde, en uzun sütunlara sahip tapınak olduğunu söyleyebiliriz.

Aydın ve Ege Bölgesi'ndeki toprakların öyküsünü öğrenmek isterseniz, Güneşin Ülkesi: Güney Ege ve Batı Akdeniz Turu yazımıza göz gezdirmenizi öneriyoruz.

11. SÖĞÜT MÜZESİ / BİLECİK

Söğüt Ertuğrul Gazi Müzesi’nin yapım tarihi kesin olarak bilinmemekle birlikte belediye reisi Memiş Ağa tarafından 1900’lü yılların başlarında “sargı evi” olarak inşa edildiği biliniyor. Ahşap işçiliğiyle dikkat çeken yapının ön cephesinde yan yana iki yuvarlak kemerli kapı, iki yan duvarlarda ise dikine dikdörtgen birer pencere ve üstlerinde üçgen alınlıklar yer alıyor.

Eski Türk evi mimarisiyle restore edilerek 2001 yılında hizmete açılan müzede Söğüt ve civarı ile yakın çevrede yaşayan yörüklere ait etnografik eserler ve eşyalar sergileniyor.

Söğüt ve Bilecik'teki toprakların öyküsünü öğrenmek isterseniz, Kuruluşun Şehri: Söğüt ve Bilecik yazımıza göz gezdirmenizi öneriyoruz.

13. AHLAT MÜZESİ / BİTLİS


Ahlat Selçuklu Meydan Mezarlığının yakınında, zamanın ruhunun yansıtıldığı bir mekan olan Ahlat Müzesi, 2018 yılında ziyarete açılmış. Müzede; arkeolojik, kentsel bellek ve fuaye olmak üzere 3 kapalı teşhir alanının yanı sıra bahçe teşhir alanında da eserler sergileniyor. Kentsel bellek salonunda, Ahlat'ta hüküm süren devletler, Osmanlı Devleti ve Türkiye Cumhuriyetine ait kısa bilgilerin yer aldığı panolar, Selçuklu Meydan Mezarlığı ve Ören Yerine ait bilgiler ile Sultan Alparslan'ın balmumu heykeli ve Malazgirt Savaşına ait görseller yer alıyor.

Müzenin arkeoloji salonunda teşhir edilen Lüster ibrik, Ahlatşahlar sikkesi ve sistrum ait oldukları dönemin kültür, sanat, yaşam tarzı, inanç sistemi gibi temel konularda bilgi vermesi açısından, tek olma özelliğine sahip...

Ahlat ve doğu sınırımızdaki toprakların öyküsünü öğrenmek isterseniz, Güneş Doğudan Doğar: Malatya, Elazığ, Bingöl, Muş, Bitlis, Van, Ağrı, Iğdır yazımıza göz gezdirmenizi öneriyoruz.

14. BOLU MÜZESİ / BOLU


Bolu doğal ortamıyla olduğu kadar tarihiyle de güzel bir şehir. Doğal güzelliklerinin, kültürel değerlerinin yanında geçmişin izlerini günümüze taşıyan tarihi eserleri ile de dikkat çeker güzeller güzeli Bolu. Bolu'da tarihi bir yolculuğa çıkmak istiyorsanız Bolu Müzesini görmenizi öneriyoruz. Çok büyük bir müze değil ama değerli sanat eserleri mevcut; Konuralp'te bulunan Roma imparatoru Antoninus Pius zırhlı büstü, Hermes ve Tanrıça Artemis büstü gibi...

Bolu'ya komşu toprakların öyküsünü öğrenmek isterseniz, Batı Karadenizde Sonbahar: Karabük, Sinop, Kastamonu, Bartın, Zonguldak, Düzce, Bolu yazımıza göz gezdirmenizi öneriyoruz.

15. DOĞA TARİHİ MÜZESİ / BURDUR


Doğa Tarihi Müzesi, sergilediği eserler ile Burdur tarihinin farklı zamanlarını yansıtıyor. Burdur'da 2006-2010 yılları arasında yapılan kazılarda elde edilen fosiller, Göller Yöresini en verimli fosil yataklarından birisi haline getirmiş. Fosiller, 2.6 milyon yıl öncesine tarihlendirilmiş. Jeoloji tarihi boyunca yaşamış en büyük fil türü olan Afrika kökenli Güney Mamutuna ait 3.2 metre uzunluğunda ve yaklaşık 100 kg ağırlığındaki tam savunma dişi ile kürek kemikleri müzenin en gözde eserleri arasında. Savunma dişinin yaşının 5-6 milyon yıl olduğu sanılıyor. Savunma dişi, daha önce Çin'de bulunan 3 milyon yıllık savunma dişinden eski olmasıyla da önem kazanmış.

Burdur'un öyküsünü öğrenmek isterseniz, Burada Dur: Burası Burdur yazımıza göz gezdirmenizi öneriyoruz.

16. ANADOLU ARABALARI MÜZESİ / BURSA

Anadolu Arabaları Müzesi, Umurbey Mahallesi’ndeki eski bir ipek fabrikasının 1998 - 2002 yılları arasında restore edilmesiyle oluşturulmuş. Türkiye’de ilk ve tek olma özelliğini taşıyan, 17 bin m² alan üzerine kurulu müzede, çift beygirli Bursa at arabasından, günümüz çağdaş otomobillerine geçişin hikâyesi anlatılıyor.


Osmanlı İmparatorluğu’nun eski başkenti Bursa müzeler açısından haliyle son derece zengin; Hünkâr Köşkü Müzesi, Türk İslam Eserleri Müzesi, Bursa Kent Müzesi, Bursa Yaşam Kültürü Müzesi, Merinos Tekstil Sanayi Müzesi, Bursa Göç Tarihi Müzesi, Bursa Vakıf Kültürü Müzesi, Bursa Arkeoloji Müzesi, Atatürk Köşkü Müzesi, Karagöz Müzesi... Bursa'daki  diğer müzeler için 2022 Türk Dünyası Kültür Başkenti: Bursa'daki Müzeler yazımıza göz gezdirmenizi öneriyoruz.

17. ASSOS ÖRENYERİ / ÇANAKKALE


Çanakkale'nin Ayvacık ilçesinin yaklaşık 17 km güneyindeki Behramkale köyünde 238 metre yükseklikteki andezit bir kayaç üzerine kurulmuş olan Assos Antik Kenti, Midilli Adasının tam karşısında. Burada, antik dönemin ilk ve tek dor düzeni ile yapılmış olan Athena Tapınağı, MÖ 540 yılında inşa edilmiş. Tapınağın ilk yapıldığında tahmin edilen görünüşünün maketi de var. 

Ege denizinin muhteşem manzarasıyla büyülenmek isterseniz, Kaz Dağlarının Eteklerinde: Balıkesir ve Çanakkale yazımıza göz gezdirmenizi öneriyoruz.

19. ÇORUM'UN MÜZELERİ: ÇORUM MÜZESİ VE BOĞAZKÖY MÜZESİ


Göz dolduran bir mimariye sahip olan Çorum Müzesi binası aslında 1914 yılında bir hastane olarak inşa edilmiş. Sonrasında ise sırasıyla Ziraat Mektebi, Sanat Mektebi, Ticaret Lisesi ve Atatürk lisesi olarak hizmet vermiş.  1988 yılında çıkan bir yangınla zarar gördükten sonra 1989’da başlayan onarım çalışmaları, 2003 yılında tamamlanmış ve müze olarak ziyaretçilere açılmış. Alacahöyük kazılarının damgasını vurduğu müzede sergilenen başlıca eserler arasında şunları sayabiliriz: Kuşsaray ve Alacahöyük kazı çalışmaları sonucu elde edilen Kalkolitik Çağ eserleri ve Hitit mimarisi sergi alanı, Hitit dönemi eserlerinden olan kabartmalı vazolar, Frig dönemi buluntuları, Roma ve Osmanlı dönemine ait sikkeler...


Çorum bölgesindeki en eski yerleşim Kalkolitik Çağa (MÖ 6000-3000) ait. Eski Tunç Çağında (MÖ 3000-2000) Anadolu'nun bugün için bilinen en eski adı "Hatti Ülkesi" imiş. Hattuşa Antik Kenti'nden çıkarılan ancak İstanbul ve Berlin Müzelerinde muhafaza edilen sfenksler, 2011'den itibaren Boğazköy Müzesinde sergileniyor. 12 Eylül 1966 yılında açılan Boğazköy Müzesi, 2011 yılında yeniden düzenlenmiş.

Çorum'daki Hititlerin öyküsünü öğrenmek isterseniz, Hitit Uygarlığına Yolculuk: Hattuşa ve Alacahöyük yazımıza göz gezdirmenizi öneriyoruz.

20. PAMUKKALE HİERAPOLİS MÜZESİ / DENİZLİ


Pamukkale travertenlerinin hemen arka tarafındaki, antik bir Frigya kenti olan, 1988 yılından beri UNESCO Dünya Miras Listesindeki Hierapolis Antik Kenti, Anadolu uygarlıklarının en önemli antik kalıntılarına ev sahipliği yapıyor. Hierapolis'in en büyük yapısı durumundaki Antik Tiyatro, aynı zamanda Anadolu'nun en sağlam tiyatrolarından biri. Hierapolis, MS 60 yılında yaşanan büyük depremden ve sonrasındaki depremlerden çok zarar görüp neredeyse tamamen Helenistik özelliklerini kaybetmiş. Bu nedenle de günümüze kadar ayakta kalan yapılar, tamamen Roma Dönemi’nden kalma olanlar. MS 2. yüzyılda inşa edilip 1984 yılından beri “Hierapolis Arkeoloji Müzesi” olarak hizmet veren Roma Hamamı da onlardan biri. Hierapolis Antik Kenti’nin ihtişamını yansıtan vitrinler, lahitler, büyük heykellerin sergilendiği güzel bahçesiyle Hierapolis Müzesi, bu şifalı toprakların en önemli tarihi ve turistik alanlarından biri. Pamukkale travertenleriyle komşu olan bu yapıyı gördüğünüz zaman, gezdiğiniz bu antik kentle ilgili gözleminizi tamamlayabilmek için içerideki olağanüstü güzellikte eserleri de görmeniz gerektiğini hatırlamalısınız.

Pamukkale ve Denizli'deki toprakların öyküsünü öğrenmek isterseniz, Ege'nin Pamuk Prensesi: Pamukkale yazımıza göz gezdirmenizi öneriyoruz.

21. CAHİT SITKI TARANCI MÜZESİ / DİYARBAKIR


Diyarbakır'daki sivil mimari örneklerinden biri olan Cahit Sıtkı Tarancı Müzesi bazalt taştan iki katlı inşa edilmiş. Cahit Sıtkı Tarancı'nın doğduğu ev, 1973 yılında şairin anısını yaşatmak için müzeye çevrilmiş. 35 yaşı yolun yarısı olarak nitelendirmesine rağmen 1956'da, daha 46 yaşındayken vefat eden Cahit Sıtkı Tarancı, Türk edebiyatına bıraktığı şiirleriyle edebiyat dünyasına adını altın harflerle yazdırmış bir şair. Cahit Sıtkı Tarancı, "Otuz Beş Yaş" ve "Memleket İsterim" gibi birçok kesim tarafından bilinen eserlerinin yanı sıra, bıraktığı diğer şiirleriyle de Türk edebiyatının en önemli şairlerinden...

"Yaş otuz beş! Yolun yarısı eder,
Dante gibi ortasındayız ömrün.
Delikanlı çağımızdaki cevher,
Yalvarmak, yakarmak nafile bugün,
Gözünün yaşına bakmadan gider..."

Diyarbakır'daki toprakların öyküsünü öğrenmek isterseniz, Sur ve Sır: Diyarbakır yazımıza göz gezdirmenizi öneriyoruz.

22. TÜRK VE İSLAM ESERLERİ MÜZESİ / EDİRNE


Türk ve İslam Eserleri Müzesi, Selimiye Camisinin taş duvarlarla çevrili geniş dış avlusunda bulunuyor. Müzedeki, Balkan savaşlarına giden bir askerin Çömlekakpınar köyü imamına emanet ettiği sancakta; üstte Allah, sağda Namus, solda Vatan, altta da İttihad yazıyor.

Edirne ve Çanakkale'deki toprakların öyküsünü öğrenmek isterseniz, Osmanlı'nın Ustalık Eseri: Edirne ve Çanakkale yazımıza göz gezdirmenizi öneriyoruz.

23. HARPUT AÇIK HAVA MÜZESİ / ELAZIĞ


Elazığ ilinin tarihte bilinen en eski yerleşim yeri olan ve kalesi, camileri, kilisesi gibi tarihi kültür miraslarıyla adeta bir açık hava müzesi olan Harput tarihi kenti, 2018 yılında UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesine girdi. Bu kültür miraslarının en önemlilerinin başında Harput Kalesi geliyor.

Harput ve Elazığ'daki toprakların öyküsünü öğrenmek isterseniz, Güneş Doğudan Doğar: Malatya, Elazığ, Bingöl, Muş, Bitlis, Van, Ağrı, Iğdır yazımıza göz gezdirmenizi öneriyoruz.

25. KONGRE VE MİLLİ MÜCADELE MÜZESİ / ERZURUM


Erzurum Kongresinin yapıldığı bina, 1864 yılında Mıgırdiç Sanasaryan tarafından yaptırılmış ve Sanasaryan Koleji olarak kullanılmış. Bina 1924 sonlarında büyük bir yangın geçirmiş ve ahşap kısım tamamen yanmış. Yangından sonra onarılan bina, ilkokul ve lise olarak kullanılmış. Günümüzde "Erzurum Resim Heykel Müzesi ve Galerisi Müdürlüğü" olarak faaliyet gösteriyor.

Erzurum ve Doğu Anadolu'daki toprakların öyküsünü öğrenmek isterseniz, Doğu Ekspresi Yolunda Kültürel Miras: Sivas, Erzincan, Erzurum, Kars, Ardahan yazımıza göz gezdirmenizi öneriyoruz.

26. METİN YURDANUR AÇIK HAVA HEYKEL MÜZESİ / ESKİŞEHİR


Metin Yurdanur Açık Hava Heykel Müzesi, Türkiye’nin ilk açık hava heykel müzesi olarak heykel sanatçısı Metin Yurdanur tarafından dizayn edilmiş. Burada, Sivrihisar'ın meşhur kayalıklarına ve eteklerine yaslanmış şekilde heykeller var. 

Sivrihisar'daki toprakların öyküsünü öğrenmek isterseniz, Gönül Dağı: Sivrihisar yazımıza göz gezdirmenizi öneriyoruz.

27. ZEUGMA MOZAİK MÜZESİ / GAZİANTEP


Türkiye’nin en önemli müzeleri dendiğinde ilk akla gelen adres hiç şüphesiz Gaziantep Zeugma Müzesi. Yerli ve yabancı turistlerin yoğun ilgi gösterdiği müzede ünlü Çingene kızı, Mars heykeli, Roma dönemine ait çeşmeler ve 2 bin yıllık mozaikler yer alıyor. Mozaiklerin kapladığı toplam alan 1700 metrekare.

Roma’nın doğu sınırında yer alan en büyük kenti olan Zeugma, özellikle konut mimarisi açısından çok görkemli detaylarla süslenmiş olmasıyla ünlü. MS 256 yılına kadar bu ihtişamıyla ayakta kalmış ancak sonrasında, bölge hakimiyeti kaybedilmiş ve şehir yıkılıp yağmalanmış. Yüzyıllarca toprağın altında kalan bu şehir, 1987 yılında başlanan kazılarla gün yüzüne çıkarılmaya başlanmış. Asıl şehir kalıntılarına 2000 yılında ulaşılmış, ikiz villalar ve bu villalarda yer alan yüzlerce metrekare taban mozaiği, duvar resmi ve Mars Heykeli çıkarılmış. 2011 yılında ise müze inşası ve eserlerin yerleşimi tamamlanarak ziyarete açılmış. Zeugma’yla ilgili her şeyi keşfetmek isterseniz, Gaziantep il merkezine 50 km mesafedeki Zeugma Antik Kentini de ziyaret edebilirsiniz.

Gaziantep'teki Hamam Müzesi, Mutfak Müzesi, Savaş Müzesi gibi diğer müzelerin öyküsünü öğrenmek isterseniz, Türkiye'nin Mutfağı: Gaziantep yazımıza göz gezdirmenizi öneriyoruz.

28. GİRESUN MÜZESİ / GİRESUN


Giresun ilinin arkeolojik ve etnografik eserlerinin bir araya getirildiği Giresun Müzesi, kalenin doğu eteğinde denize yakın bir konumda yer alıyor. 18. yüzyılın ortalarında, Ortodoks Gogora Kilisesi olarak yapılmış olan bina, 1923 yılına kadar kilise olarak kullanılmış. Bir süre boş kalmış, sonra cezaevi olmuş. 1988 yılından sonra müze olarak kullanılmaya başlanmış.

Giresun ve Karadeniz'deki toprakların öyküsünü öğrenmek isterseniz, Karadeniz Seyahatimiz: Ordu, Trabzon, Rize ve Sivas yazımıza göz gezdirmenizi öneriyoruz.

31. ARKEOLOJİ MÜZESİ / HATAY


Roma döneminde imparatorluğun 3. büyük, dünyanın ise 4. büyük kenti olan Antakya bölgesindeki arkeoloji buluntularının sergilendiği, dünyanın en büyük ve en zengin mozaik müzelerinden biri olan Hatay Arkeoloji Müzesi, antik döneme ait eserlerin sergilendiği bir sanat müzesi. 2014 yılında taşındığı yeni binasında, dünyanın en büyük mozaik sergileme alanına sahip olmuş.


Bir dönem şaşalı hayat yaşayan, antik dönemin en önemli kentlerinden olan Antakya'dan kalan mozaikleri gezerken 3000 yaşındaki Kral Suppiluliuma heykelini görmeyi unutmayın. Bize hem sevimli hem korkutucu gelen bu kral heykeli, Doğunun Kraliçesi olan Antakya'nın sembolü bizce...

Antakya ve Hatay'daki toprakların öyküsünü öğrenmek isterseniz, Doğunun Kraliçesi: Hatay Antakya yazımıza göz gezdirmenizi öneriyoruz.

33. TARSUS MÜZESİ / MERSİN


Tarsus Müzesinde, Tarsus'un tarihi ve burada olan olaylarla birlikte kültürü de tanıtılıyor. Sizi en eski devirlerden alıyor günümüze kadar getiriyor. Yapı içerisinde Prehistorik dönemden Helenistik döneme, Tunç Evi canlandırma odasından Ashab-ı Kehf canlandırmasına, Roma ve Doğu Roma karma salonundan İslami Dönem anlatımına, Tarsus Mutfak kültüründen, Yörük ve Giyim kültürüne kadar uzanan, dönemsel özellikleri, yaşamları, tarihi ve kültürleri yansıtan bölümler ve canlandırmalar var.

Tarsus ve Mersin'deki toprakların öyküsünü öğrenmek isterseniz, Doğu Akdeniz'in Saklı Cenneti: Mersin yazımıza göz gezdirmenizi öneriyoruz.

34. TARİHİ YARIMADA İSTANBUL'UN MÜZELERİ

Türkiye’deki en büyük müzeler listesine farklı kategorilerden pek çok müze eklemek mümkün. Sadece İstanbul Müzeler Listesi bile bir gezgini haftalarca oyalayabilecek uzunlukta, biz sadece üçünü anlattık: Panorama 1453 Tarih Müzesi, İstanbul Arkeoloji Müzesi, Topkapı Sarayı Müzesi...


2009’da Büyükşehir Belediyesi tarafından İstanbul'a kazandırılan Panorama 1453 Tarih Müzesi, ‘dünyanın ilk tam panoramik müzesi’ olma unvanını taşıyor. Dünyadaki diğer müzeler, yatay ya da dikey görselleriyle yarım panorama özelliği arz ediyor. Topkapı Parkı içerisinde yer alıyor. 1453 Tarih Müzesinin inşa edildiği alan anlamlı bir tercihin ifadesi, çünkü müzede resmedilen sahneye tanıklık eden meydana yakın bir noktaya inşa edilmiş​.

İstanbul'da gezeceğiniz müzelerden biri de çoğu bilim insanına göre Türkiye’nin en önemli müzesi kabul edilen İstanbul Arkeoloji Müzesi. Topkapı Sarayı’ndan çıkıp aşağıya inen yolu takip ettiğinizde Müzeler Bölümü’ne ulaşırsınız. Bu bölümde: Eski Şark Eserleri Müzesi, Arkeoloji Müzesi ve Çinili Köşk yer almakta.


İstanbul Arkeoloji Müzesi’nde sergilenen en önemli eserler şunlar: İskender Lahti, Ağlayan Kadınlar Lahti, Satrap Lahti, Sayda Kralı Nekropolü Lahitleri, Ana Tanrıça Kybele’ye ait adak stelleri, Bergama Zeus Sunağından arta kalan heykel parçaları, İskender Başı...


Türkiye’de müzeciliğin kurucusu Osman Hamdi Bey tarafından yaptırılan müze haklı olarak dünya çapında üne sahip. Mekan aynı zamanda müze olarak inşa edilen ilk Türk binası. Dış cephesi İskender ve Ağlayan Kadınlar Lahitleri’nden esinlenerek yapılmış. Ayrıca bir adet ek binası bulunuyor ve bahçesinde yine ziyarete açık olan, çeşitli eserlerin sergilendiği Çinili Köşk yer almakta...


İhtişamıyla ve mimarisiyle büyüleyen Topkapı Sarayı, İstanbul'da görülmeden geçilmemesi gereken tarihi mekanların başında yer alıyor. 1478 yılında Fatih Sultan Mehmet tarafından yaptırılan saray, 400 yıl boyunca padişahların yaşadığı ve devleti idare ettikleri ana merkez görevini üstlenmiş, tarihe tanıklık etmiş. Bir zamanlar içinde 4000'e yakın insan yaşamış. Abdülmecit döneminde ziyarete açılan Topkapı Sarayı, Osmanlı mimarisine ait izler ve gizemler taşıyor. Türkiye Cumhuriyetinin kuruluşundan sonra, 3 Nisan 1924 yılında müze haline getirilerek Cumhuriyet'in ilk müzesi olmuş. Günümüzde büyük turist kitlelerini kendine çeken bu gizemli saray, 1985 yılında UNESCO Dünya Miras Listesine giren Tarihi Yarımada içerisindeki tarihi eserlerin en başında geliyor... Devletin yönetim merkezlerine açılan ve Orta Kapı da denilen, Bâbüsselâm adındaki iki kuleli kapı, Topkapı Sarayı’nın ve İmparatorluğun ihtişamının bir simgesi olmuş.

Muazzam görünüşüyle İmparatorluğun ve Osmanlı padişahının hâkimiyetini simgeleyen Bâbüssaâde (Akağalar Kapısı) Saadet Kapısı, padişahın özel ikametgâhının başlangıcını teşkil ediyormuş. Fatih Sultan Mehmed tarafından yaptırılan kapının hemen önünde bulunan 4 sütun daha sonra kaldırılmış ve kapıya yeni bir biçim verilmiş. Kapı kemerinin üstünde 1774’te yapılan tamir kitabesi bulunuyor. Üst tarafta ise Sultan 2. Mahmud’un hattı ile yazılmış Besmele var. Topkapı, Fatih Sultan Mehmed döneminde inşa edildikten sonra yüzyıllar içinde değişmiş ve genişlemiş. Bununla birlikte, sarayın 4 avludan oluşan temel planı değişikliğe uğramamış.

İstanbul'daki müzelerin öyküsünü öğrenmek isterseniz, Tarihin Soylu Anası: İstanbul yazımıza göz gezdirmenizi öneriyoruz.

35. EFES ARKEOLOJİ MÜZESİ / İZMİR


İzmir müzeler listesinde en tepede Türkiye’nin Hellenistik Dönem’e ait en değerli iki hazinesi yer alıyor: Efes ve Bergama müzeleri.

Efes Antik Kenti Türkiye’nin en çok ziyaret edilen antik kentleri arasında birinci sırada. Bu bölge ve çevresinde yapılan kazılardan elde edilen eserlerin sergilendiği Efes Müzesi, Selçuk ilçe merkezinde yer alıyor. Efes Müzesi’nde en çok ilgi çeken eserler arasında Efes Artemis heykeli, yunuslu Eros, tavşanlı Eros, Eros başı, Priapos heykeli, mermer Artemis heykeli, Mısırlı rahip heykeli, İsis heykeli ve Sokrates başı bulunmakta. Efes Arkeoloji Müzesi İzmir kent merkezinden 80 km uzaklıkta. Müzeye özel araçla 1 saat gibi bir sürede ulaşılıyor.


Dünyanın en zengin tarihi ve arkeolojik eserlerine sahip olan yerlerinden Bergama’da gerçekleştirilen kazılardan elde edilen eserler Bergama Müzesi‘nde sergileniyor. 1900-1913 yıllarında akropolde gerçekleştirilen kazılar sırasında bulunan eserler ile Pitane Antik Kenti ve Bergama çevresindeki yerlerden getirilen eserlerin sergilendiği müze 1936 yılından beri ziyarete açık. Ülkemizin en eski müzelerinden biri olan Bergama Müzesi İzmir şehir merkezinden 107 km mesafede. Özel araçla 1.5 saat gibi bir sürede ulaşılıyor.

İzmir ve Ege Bölgesi'ndeki toprakların öyküsünü öğrenmek isterseniz, Güneşin Ülkesi: Güney Ege ve Batı Akdeniz Turu yazımıza göz gezdirmenizi öneriyoruz.

36. KARS MÜZESİ / KARS


Kafkaslar – Anadolu hattındaki ilk yerleşim merkezi olma özelliği taşıyan Kars çok köklü arkeolojik zenginliğe sahip bir yer. Bu zenginliği ortaya çıkarma adına 1959 yılında ilk olarak bir Müze Memurluğu kurulmuş. Ardından da 12 Havariler Kilisesi olarak da bilinen Kümbet Cami, Kars’ın ilk Arkeoloji Müzesi olarak işlevselleştirilmiş. 


Fakat 1970’lerde arkeolojik kazılardan elde edilen buluntular arttıkça daha büyük ve modern bir müzeye ihtiyaç doğmuş. Bu nedenle de 1981 yılında İstasyon Caddesi üzerindeki modern müze kullanıma açılmış. İki katlı müzenin ilk katında arkeolojik buluntular, ikinci katında etnografik eserler sergileniyor. Müze bahçesinde; Kars ve Ardahan illerinden getirilen Selçuklu, Akkoyunlu, Karakoyunlu, Gürcü, Ermeni, Osmanlı ve Rus dönemi mezar anıtları, hayvan tasviri mezar taşları ve kitabeler sergileniyor.

Kars ve Doğu Anadolu'daki toprakların öyküsünü öğrenmek isterseniz, Doğu Ekspresi Yolunda Kültürel Miras: Sivas, Erzincan, Erzurum, Kars, Ardahan yazımıza göz gezdirmenizi öneriyoruz.

38. SELÇUKLU UYGARLIĞI MÜZESİ / KAYSERİ


Selçuklu Uygarlığı Müzesine dönüştürülen Gevher Nesibe Medresesi, 2. Kılıçarslan'ın kızı olan Gevher Nesibe Sultanın vasiyeti üzerine ağabeyi 1.Gıyaseddin Keyhüsrev tarafından inşa edilmiş. Tıp Medresesi ve Şifahane olarak yapılan Çifte Medrese, Anadolu'da yapılmış Selçuklu darüşşifaları ve tıp medreseleri içinde en seçkini, ayakta kalabilen en erken örneklerinden biri. Gerek şifahane gerekse medrese bir açık avlu etrafında tertiplenen dört eyvanlı şemaya uygun inşa edilmiş. Taç kapı dönemin mimarı özelliklerini yansıtmakta olup; üzerinde kitabe ve madalyon, sağ iç kısmında aslan kabartması var, kimi inanışa göre kabartmalarına ışık vurduğunda Gevher Nesibe Hatun’a ait bir yüz görülüyormuş.

Kayseri'deki toprakların öyküsünü öğrenmek isterseniz, Erciyes'in Eteklerinde: Kayseri yazımıza göz gezdirmenizi öneriyoruz.

40. KALEHÖYÜK ARKEOLOJİ MÜZESİ / KIRŞEHİR


Kaman'a 9 km uzaklıktaki Çağırkan kasabasında Kalehöyük Arkeoloji Müzesi ve kazıları yürüten Japonlar tarafından yapılan Japon Bahçesi bulunuyor. 25-27 metre yüksekliğindeki toprak dolgu Kalehöyüğün genişliği 500 metreden fazlaymış.


Bugün de halen devam etmekte olan kazılarda elde edilen eserlere bakıldığında höyüğün MÖ 3000'den İslami döneme kadar iskan gördüğü anlaşılmış. Kazılardan çıkan eserlerin Hitit ve Frig medeniyetlerine ait olduğu tespit edilmiş.

Kırşehir'deki aşıkların öyküsünü öğrenmek isterseniz, 'Âşık'lar Şehri: Kırşehir yazımıza göz gezdirmenizi öneriyoruz.

42. MEVLANA MÜZESİ / KONYA


Mevlana’nın kenti Konya’da Mevlana Türbesi, 1274 yılında baldaken olarak inşa edilerek 19. yüzyıla kadar genişletilmiş. 1926 yılında müze olarak açılmış. Eskiden Mevlâna’nın dergâhı olan yapı şimdi Mevlana Müzesi olarak yerli ve yabancı turistlerin ziyaretine açık. Yeşil Türbe de denilen Mevlana’nın türbesi dört fil ayağı (kalın sütunlar) üzerine yapılmış. Müzenin içinde, dergah yaşamına dair eserler de sergileniyor.


9000 yılı aşan geçmişinde farklı medeniyetlere ev sahipliği eden Konya’nın, Selçuklu Devletine yaptığı başkentliğin şahitleri olan Karatay Çini Eserler Müzesi, İnce Minare Taş ve Ahşap Eserler Müzesi, Sahip Atâ Külliyesi Müzesi ile Arkeoloji Müzesi, Etnografya Müzesi ve Atatürk Evi’ni de görmelisiniz. Konya'daki diğer müzeleri öğrenmek isterseniz, Bozkırın Esrarlı Güzelliği: Konya yazımıza göz gezdirmenizi öneriyoruz.

43. ÇİNİ MÜZESİ / KÜTAHYA


Türkiye'deki ilk ve tek Çini Müzesi Kütahya'da. Germiyan Beyi 2.Yakup Çelebi (1387-1429) tarafından 1411 yılında yaptırılan imaret, medrese, mescit, kütüphane ve hamamdan oluşan külliyenin İmaret Mescidi ve türbe bölümü, uzun zaman Vahid Paşa Kütüphanesi olarak kullanılmış. Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından Çini Müzesi olarak restore edilip, 1999 yılında ziyarete açılmış. Kubbeli ve şadırvanlı orta mekâna, 3 yönde kubbeli eyvan ile iki oda açılıyor. İçindeki yekpare mermer şadırvanından dolayı ‘‘Gök Şadırvan’’ olarak da bilinen müzenin girişinde, son Germiyan beyi 2. Yakup Çelebiye ait Osmanlı Türkçesiyle yazılmış, Orhun Abidelerinden sonra dünyanın en büyük ikinci taş kitabesi bulunuyor. Müzedeki Yakup Bey’in çinili sandukası Kütahya çiniciliğinin mimari yapıdaki en erken örneğiymiş.

Müzedeki vitrinlerde, 14. yüzyıldan günümüze kadar Kütahya ve İznik'te üretilen çini mimari elemanlar, çini kitabeler, çini vazo, tabak, pano ve çiniden yapılma ev gereçleri kronolojik bir sırayla sergileniyor.

Kütahya'daki çinilerin öyküsünü öğrenmek isterseniz, Çininin Başkenti: Kütahya yazımıza göz gezdirmenizi öneriyoruz.

44. MALATYA MÜZESİ / MALATYA


Malatya'da bulunan höyük ve antik kentlerdeki tarih öncesine uzanan arkeolojik kazılarda çıkarılan, yerel tarih ve kültürün izini süren  arkeolojik eserler Malatya Müzesinde sergileniyor. Bahçede çeşitli mezar yazıtları mevcut. Müze iki kattan oluşuyor. Malatya’nın merkezinde ücretsiz gezilebilecek küçük müzeler de bulunuyor. Malatya'daki diğer müzeleri de gezmenizi ve zenginliklerini tanımanızı tavsiye ederiz.

Malatya'daki toprakların öyküsünü öğrenmek isterseniz, Güneş Doğudan Doğar: Malatya, Elazığ, Bingöl, Muş, Bitlis, Van, Ağrı, Iğdır yazımıza göz gezdirmenizi öneriyoruz.

47. MARDİN MÜZESİ / MARDİN

Göz dolduran bir mimariye sahip olan Mardin Müzesi binası, 1895 yılında Antakya Patriği Ignatios Behnam Banni tarafından Süryani Katolik Patrikhanesi olarak yaptırılmış.

1942 yılında kurulan Mardin Müzesi, yörenin tarihsel ve kültürel zenginliklerini yansıtan, arkeolojik ve etnografik koleksiyonlara sahip...

Mardin'deki toprakların öyküsünü öğrenmek isterseniz, Bir Mezopotamya Masalı: Mardin yazımıza göz gezdirmenizi öneriyoruz.

48. BODRUM SUALTI ARKEOLOJİ MÜZESİ / MUĞLA

Türkiye'nin tek, dünyanın en büyük sualtı hazinelerine ev sahipliği yapan ve Uluburun Batığı ile Serçe Limanı Batığı gibi önemli buluntuların sergilendiği Sualtı Arkeoloji Müzesi Bodrum Kalesinin içinde yer alıyor.

Bodrum Sualtı Arkeoloji Müzesindeki Cam Batık Salonu, Karyalı Prenses Salonu, zindan, batıklar ve kuleler gezilecek yerler arasında...

Muğla ve Ege Bölgesi'ndeki toprakların öyküsünü öğrenmek isterseniz, Güneşin Ülkesi: Güney Ege ve Batı Akdeniz Turu yazımıza göz gezdirmenizi öneriyoruz.

50. BİR AÇIK HAVA MÜZESİ OLAN NEVŞEHİR'İN MÜZELERİ


1985 tarihinden bu yana doğal ve kültürel varlık olarak Dünya Miras Listesi'nde yer alan Göreme Açık Hava Müzesi, 4. yüzyıldan 13. yüzyıla kadar yoğun bir şekilde manastır hayatının yaşandığı, görmeye fazlasıyla değer kaya yerleşimlerinden biri. Kiliseler, şapeller ve yemekhaneler derken hemen her kayanın içinde karşınıza çıkan tarihi yapılar sizi kimi zaman girintili çıkıntılı, çoğu zamansa büyüleyici boyutlara taşıyor. Tam da eski zaman temalı filmlerdeki gibi...


Göreme Açık Hava Müzesine göre daha doğal halde bırakılmış olan Zelve, Kapadokya bölgesinin en eski ve en uzun süre kullanılmış yerleşim yeri. Bazı bölgelerde çökmeler meydana geldiğinden birçok bölüm geziye kapatılmış. Zelve Açık Hava Müzesinde uzun bir yürüyüş yapmayı göze almanız gerekiyor. Tüneller, kiliseler, tırmanılacak yerler, inişli çıkışlı merdivenler var. Adım adım gezmeli, fotoğraflarla taçlandırılmalı bu geziyi...


Hacı Bektaş-ı Veli Türbesi, Nevşehir'in Hacıbektaş ilçesinde yer alan ve 1964'ten beri Türk-İslam sanatı eserlerini barındıran bir müze. Türbe, hem Alevi hem Sünni Müslümanlar tarafından yoğun bir şekilde ziyaret ediliyor. 13. yüzyılda yaşamış büyük İslam filozofu ve Türk düşünürü olan Hacı Bektaş Veli'nin Osmanlı Devleti'nin kuruluşunda, Anadolu'nun Türkleşmesinde etkisi olmuş ve İslam dininin yayılmasında büyük katkıları olmuş.

Nevşehir ve Kapadokya bir açık hava müzesi niteliğinde, biz sadece üçünü anlattık, diğerleri için Güzel Atlar Ülkesi: Kapadokya yazımıza göz gezdirmenizi öneriyoruz.

51. GÜMÜŞLER MANASTIRI / NİĞDE


Oldukça büyük ve geniş bir kaya kütlesinin içine oyulan Gümüşler Manastırı, Kapadokya bölgesindeki en büyük manastırlardan biri ve günümüze iyi korunarak gelmiş. Merkeze bağlı Gümüşler beldesinde yer alan, 8-12. yüzyıl arasındaki dönemde yapıldığı tahmin edilen Gümüşler Manastırı'nda, Kapadokya bölgesinin en iyi duvar resimleri olarak nitelendirilen iç süslemeler, kayadan oyma rahip odaları, mutfak, saklama küpleri, iki katlı yer altı şehri ile acil durumlarda saklanmak üzere yapılmış gizli bölmeler ziyaretçilerini bekliyor.

Kapadokya'nın giriş kapısı diyebileceğimiz Niğde'nin öyküsünü öğrenmek isterseniz, Kapadokya'nın Giriş Kapısı: Niğde yazımıza göz gezdirmenizi öneriyoruz.

52. PAŞAOĞLU KONAĞI ETNOĞRAFYA MÜZESİ / ORDU


1896 yılında Paşaoğlu Hüseyin Efendi tarafından yaptırılan konak, 1987 yılında Etnografya Müzesi olarak hizmete açılmış. Göz dolduran bir mimariye sahip olan Paşaoğlu Konağı ve Etnografya Müzesinin birinci katında silahlar, takılar, kadın ve erkek giysileri; ikinci katında çeşitli odalar bulunuyor.

Ordu ve Karadeniz'deki toprakların öyküsünü öğrenmek isterseniz, Karadeniz Seyahatimiz: Ordu, Trabzon, Rize ve Sivas yazımıza göz gezdirmenizi öneriyoruz.

53. RİZE MÜZESİ / RİZE


Rize Müzesi, Tuzcuoğlu Konağı ya da bilinen adıyla Sarı Ev, Rize merkezdeki Piriçelebi Mahallesi’nde bodrum kat üzeri iki katlı sivil mimari örneği olarak 19. yüzyılda inşa edilen ve 1998 yılından beri hizmet veren bir müze. Yöresel mimari özelliklerinden biri olan müze binasının yapımında geleneksel yapı malzemeleri ve teknikleri kullanılmış.

Rize ve Karadeniz'deki toprakların öyküsünü öğrenmek isterseniz, Karadeniz Seyahatimiz: Ordu, Trabzon, Rize ve Sivas yazımıza göz gezdirmenizi öneriyoruz.

57. ARKEOLOJİ MÜZESİ / SİNOP


Arkeoloji Müzesi güzel koleksiyonu ile Sinop merkez ve ilçelerinden gelen çok sayıda arkeolojik esere ev sahipliği yapıyor. Sinop'ta görülmesi ve gezilmesi gereken yerlerden biri. Müzenin park kısmında Deniz Şehitleri Anıtı da bulunuyor.

Sinop ve Karadeniz'deki toprakların öyküsünü öğrenmek isterseniz, Batı Karadenizde Sonbahar: Karabük, Sinop, Kastamonu, Bartın, Zonguldak, Düzce, Bolu yazımıza göz gezdirmenizi öneriyoruz.

58. ATATÜRK VE KONGRE MÜZESİ / SİVAS


1892 yılında lise olarak yaptırılan, milli mücadele yıllarında Sivas Kongresi'ne ev sahipliği yapan ve 1981 yılına kadar lise olarak kullanılan tarihi binada Atatürk Kongre ve Etnoğrafya Müzesi açılmış. Meydana bakan giriş kapısında, Sivas Kongresi'nin tarihi (4 Eylül 1919) ve 'Cumhuriyetin temelini burada attık' yazıyor.

Cumhuriyetin temelinin atıldığı toprakların öyküsünü öğrenmek isterseniz, Doğu Ekspresi Yolunda Kültürel Miras: Sivas, Erzincan, Erzurum, Kars, Ardahan yazımıza göz gezdirmenizi öneriyoruz.

60. TOKAT MÜZESİ / TOKAT


Tokat'taki Arastalı Bedesten 2007 yılından beri Tokat Müzesi olarak kullanılıyormuş. 2007'ye kadar müze, Gökmedrese binasında hizmet veriyormuş. Anadolu Selçuklu döneminden kalma sikkeler ve diğer arkeolojik ve etnografik eşyaları içeren küçük bir müze...

Tokat ve Karadeniz'deki toprakların öyküsünü öğrenmek isterseniz, Karadeniz Yayla Turu: Trabzon, Rize, Tokat yazımıza göz gezdirmenizi öneriyoruz.

61. SÜMELA MANASTIRI / TRABZON


Trabzon'un Maçka ilçesinde yer alan Sümela Manastırının tam olarak yapım tarihi bilinmese de, MS 365-395 yılları arasında yapıldığı sanılıyor. Aynı gece iki rahip rüyalarında, Sümela Manastırının bulunduğu yerde Hz. İsa ve Hz. Meryem'i görmüş ve gördükleri yere manastırı inşa etmişler.

Muhteşem bir manzara, gürül gürül akan bir dere var.


Trabzon ve Karadeniz'deki toprakların öyküsünü öğrenmek isterseniz, Karadeniz Seyahatimiz: Ordu, Trabzon, Rize ve Sivas yazımıza göz gezdirmenizi öneriyoruz.

63. DÜNYANIN EN ESKİ ŞEHRİ ŞANLIURFA'NIN MÜZELERİ


İnsanlık tarihini yeniden yazdıracak bulguları ortaya çıkaran Göbeklitepe, MÖ 9600 yani günümüzden yaklaşık 11600 yıl öncesine tarihlenen çanak çömleksiz neolitik döneme ait bir inanç merkezi. Hiçbir araç gereç yokken devasa taşlarla inşa edilmiş bu yapılar, üzerinde yer alan şekillerle de hayranlık uyandıran bir miras. Geleneksel tarih öğretilerini değiştirecek bulguları ortaya çıkaran Göbeklitepe, gizemi çözüldükçe insanlığı şaşırtmaya devam edecek gibi görünüyor. Tüm bunlar ve kazılarda ortaya çıkarılan anıtsal mimari, Göbeklitepe’yi özel yapıyor.

Alan 1963 yılında, İstanbul ve Chicago Üniversitelerinin ortaklığıyla gerçekleştirilen bir yüzey araştırması sırasında keşfedilmiş. Alanın gerçek değeri, 1994 yılından sonra başlatılan kazı çalışmaları ile ortaya çıkmaya başlamış. Bu çalışmalar sonrasında, Göbeklitepe’nin 12000 yıl öncesine uzanan bir kült merkezi olduğu anlaşılmış. Bu bağlamda, 2011'de UNESCO Dünya Miras Geçici Listesine, 2018 yılında da kalıcı listeye alındı.



Göbeklitepe, büyük ve yekpare kireçtaşından yapılmış T-biçimli dikilitaşların ön plana çıktığı yuvarlak-oval ve dörtgen yapılardan oluşan etkileyici anıtsal mimariye sahip bir alan. Bu yapılar, İlk Neolitik döneme tarihleniyor ve törensel amaçlarla kullanıldıkları düşünülüyor. İnsan elinden çıkmış olan en eski megalitik yapılar olarak gösterilen bu yapılar, tarih öncesi dönemlerde insanların özellikle törensel ihtiyaçlarını karşılamak için inşa edilmiş. Göbeklitepe, doğal bir kireçtaşı plato üzerinde biriken arkeolojik dolgulardan oluşan tepeler ve bunları ayıran çöküntü alanlarının yer aldığı büyük bir yapay tepe...


Şanlıurfa'da gezeceğiniz müzelerden biri olan Haleplibahçe Mozaik Müzesi, belediyenin alt yapı çalışmaları sırasında bulunmuş. Daha sonra yapılan arkeolojik kazılarla tamamı gün yüzüne çıkarılmış. Mozaiklerin bulunduğu alan, Roma villalarını içine alacak şekilde inşa edilmiş.

Şanlıurfa bir açık hava müzesi niteliğinde, biz sadece ikisini anlattık, diğerleri için Bereketli Hilalin Kalbi: Şanlıurfa, Harran, Halfeti yazımıza göz gezdirmenizi öneriyoruz.

64. ARKEOLOJİ MÜZESİ / UŞAK


Arkeoloji Müzesi, yeni müze binasına 2018 yılında taşınarak modern müzeler arasında yerini almış. Müze 3 kattan oluşmakta olup 2000 eser sergileniyor. İlk kat Uşak sınırları içerisinde bulunan arkeolojik eserlere, 2. kat para ve paranın tarihine, son olarak 3. kat ise Lidya Dönemi'ne ve Karun Hazineleri'ne ayrılmış. Karun Hazineleri'nin en değerli parçalarından biri olan "Kanatlı Denizatı Broşu" burada sergileniyor.



65. URARTU MÜZESİ / VAN


Urartu Müzesi ya da diğer adıyla Van Arkeoloji ve Etnografya Müzesi, ilk çağlardan başlayarak günümüze kadar tüm dönemlerden kalma antik eserlerle birlikte uzun bir tarihi gözler önüne seren bir müze. Müzenin girişinde, üzerine basınca hareket eden, Van’da yer alan önemli yerleri harita üzerinde gösteren bir simülasyon karşılıyor. Müzeyi gezerken gördüğünüz tarihi eserlerin yanındaki açıklamaları da mutlaka okumaya çalışın.

Van'daki toprakların öyküsünü öğrenmek isterseniz, Güneş Doğudan Doğar: Malatya, Elazığ, Bingöl, Muş, Bitlis, Van, Ağrı, Iğdır yazımıza göz gezdirmenizi öneriyoruz.

67. MADEN MÜZESİ / ZONGULDAK


Kara elmasın yerin altından çıkarılıp nasıl işlendiğini, kömür madenlerinin nasıl işlediğini adım adım öğrenebileceğiniz Zonguldak Maden Müzesi, şehrin en ilgi çekici turistik noktalarından biri... Müzede simülasyon ekranlarına dokunabilir, patlatma simülasyonuyla maden ocağı açabilirsiniz. Fosiller, aletler, maden çeşitleri ve tarihçesini öğrendikten sonra işin asıl kısmına geçiyorsunuz. Asansörle inilen gerçek bir maden ocağı, Zonguldak'a geldiyseniz sakın kaçırmayın!

Zonguldak'a komşu toprakların öyküsünü öğrenmek isterseniz, Batı Karadenizde Sonbahar: Karabük, Sinop, Kastamonu, Bartın, Zonguldak, Düzce, Bolu yazımıza göz gezdirmenizi öneriyoruz.

74. AMASRA MÜZESİ / BARTIN

Amasra Müzesi binası tescilli tarihi bir yapı. 1884 yılında Denizcilik Okulu olarak yapımına başlanan ancak bitirilemeyen bina, Kültür Bakanlığı’nca 1976 yılında satın alınarak restore edilmiş ve 1982 yılında Müze olarak hizmete açılmış. Müze içinde ve bahçesinde Ceneviz, Roma ve Osmanlı döneminden eserler sergileniyor; mermerden yapılmış mimari elemanlar, lahit, mezar taşı, sunak, heykel gibi eserlerin yanında büyük küpler, Osmanlı Dönemine ait top ve çapa bulunuyor.

Amasra ve Karadeniz'deki toprakların öyküsünü öğrenmek isterseniz, Batı Karadenizde Sonbahar: Karabük, Sinop, Kastamonu, Bartın, Zonguldak, Düzce, Bolu yazımıza göz gezdirmenizi öneriyoruz.

78. KAYMAKAMLAR MÜZESİ / KARABÜK



UNESCO tarafından uluslararası kültür merkezi olarak tanımlanan Safranbolu, çarpıcı yapı tarzlarıyla eşsiz güzellikteki geleneksel Türk evlerini barındırıyor. İlçe merkezinde 18. ve 19. yüzyıl ile 20.yüzyıl başlarında yapılmış yaklaşık 2000 geleneksel Türk evi bulunuyor. Bu yapıların 800 kadarı yasal koruma altında. Bunlardan biri olan Kaymakamlar Evi de Safranbolu’ya geldiyseniz gezilmesi gereken bir nokta...

Safranbolu ve Karabük'deki toprakların öyküsünü öğrenmek isterseniz, Batı Karadenizde Sonbahar: Karabük, Sinop, Kastamonu, Bartın, Zonguldak, Düzce, Bolu yazımıza göz gezdirmenizi öneriyoruz.

81. KONURALP MÜZESİ / DÜZCE


Konuralp, Düzce'ye ait antik bir belde. Şirin, küçük ama kaliteli örneklerle dolu olan Konuralp Müzesinde mozaikler, lahit-mezar stelleri ve heykel kaideleri önemli tarihi eserlerden... Prusias ad Hypium Antik Kenti’nin kalıntıları arasındaki tiyatro da müzeye bağlı, Düzce’ye geldiyseniz gezilmesi gereken bir nokta...

Konuralp ve Düzce'deki toprakların öyküsünü öğrenmek isterseniz, Batı Karadenizde Sonbahar: Karabük, Sinop, Kastamonu, Bartın, Zonguldak, Düzce, Bolu yazımıza göz gezdirmenizi öneriyoruz.

VE DİĞERLERİ

Müzeler ile ilgili geniş bilgi için Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından hazırlanan, Anadolu’daki tüm müzelerin gösterildiği Müzeler sayfasına bakabilirsiniz. Türkiye’deki en büyük müzeler listesine farklı kategorilerden pek çok müze eklemek mümkün. Sadece İstanbul Müzeler Listesi bile bir gezgini haftalarca oyalayabilecek uzunlukta. Bingöl, Hakkari ve Siirt'te müze yok ama diğer illerle beraber Müzeler Haftası (18-24 Mayıs) boyunca gezilebilecek bir sürü müze ortaya çıkıyor: Hasankeyf Müzesi, Iğdır Soykırım Anıtı ve Müzesi, Hopa Müzesi, Tahtakuşlar Müzesi, Çankırı Müzesi, Erzincan Müzesi, İkizevler Kent Müzesi, Hakkari Kent Müzesi, Yalvaç Müzesi, Liva Paşa Konağı, Kırklareli Müzesi, Gayret Gemi Müzesi, Akhisar Müzesi, Maraş Arkeoloji Müzesi, Muş Müzesi, Sakarya Müzesi, Gazi Müzesi, Rakoczi Müzesi, Tunceli Müzesi, Yozgat Müzesi, Bayburt Baksı Müzesi, Karaman Müzesi, Silah Sanayi Müzesi, İsmail Ebul-iz El Cezeri Müzesi, Ardahan Kongre ve Kent Müzesi, Yalova Kent Müzesi, Sabunhane Müzesi, Aslantaş Açık Hava Müzesi...

Siz bu listeden kaçını gördünüz ve favoriniz hangisi?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder