5 Eylül 2023

Tarih Şeridi: Osmanlı Padişahları


Osmanlı Devleti, kendisine kadar gelen İslam medeniyet fikriyatının pek çok alanda fiiliyata yansımasıdır. Türklerin İslam tasavvurunun kemâle ulaştığı devirlere, isim ve eserlere zarf olmuştur.

Osmanlı padişahları devlet adamlığı yanında birçok sanat dalıyla, özellikle de şiirle ilgilenmişlerdir. 36 Osmanlı padişahının 33’ü şiir yazmıştır. Bunlardan 9’unun divanı vardır ve 3’ünün de divanı diğer divan şairlerine göre daha hacimlidir (Fatih, Yavuz, Kanuni).

Şiirden şuur doğar demişler. Mesela bir tek sabah namazına kalkamadığı için göz yaşını mürekkep yapan 3. Murad gibi bir şuur, sarayda birkaç ağacın etrafını karıncalar sarınca karıncaların öldürülüp öldürülmeme konusunu dönemin Şeyhülislamı Ebu Suud Efendiye soran Kanuni Sultan Süleyman gibi bir şuur, Sultan Ahmed Camii'nin yapım aşamasında Mısır'dan getirilen Kadem-i Şerifi (Peygamber Efendimizin ayak izi) camiye koymak nasip olmayınca  “Nola tacım gibi o kademi başımın üstünde taşısam” diyen 1.Ahmet gibi bir şuur...
   
Bizde bu ecdadın nesli olarak kaybettiğimiz bu şuuru en azından hatırlayıp ibret almak adına böyle bir derleme yapmaya karar verdik ve kılıç tutan ellerin kalem de tuttuğunu sizlere bu yazımızla anlatmak istedik.

1- OSMAN GAZİ (1281-1326)

Osmanlı Devleti’nin kurucusu olan Osman Gazi, 1258’de Söğüt'te doğdu. Babası Ertuğrul Gazi, annesi Hayme Hatun’dur. 1281 yılında babasının yerine aşiret beyi olan Osman Bey, bir görüşe göre, Selçuklu Sultanı 2. Gıyâseddin Mesûd’un 1284’de Söğüt ve çevresinin kendisine tahsis edildiğine dair olan fermanı ve yanında hediye ettiği ak sancak, tuğ ve mehterhane ile uç beyi olmuştur. 1288 veya 1291 tarihinde Karacahisâr’ı fethetmesi ve Dursun Fakih’e kendi adına hutbe okutması, Osman Bey’in yarı istiklâlini kazanması demektir. Osman Gazi, 1326’da Bursa’da nikris (gut) hastalığından öldü. Kabri Bursa’da Osman Gazi Türbesi’ndedir.

“Gönül kerestesiyle bin, Yenişehir ü bazar yap,
Zulm eyleme rençberlere, Her ne ider isen var yap.
Eski Yenişehri bari, İnegöl'e dek hep varı
Kırıp geçirip ağyarı, Bursa'ya dek yık tekrar yap.
Kurd olup girme sürüye, Arslan ol bakma geriye
Çar edih hayli çeriye, Dilgeçidi'ni hisar yap.
İznik şehrine hor bakma, Sakarya su gibi akma
İznikmid'i de al bıkma, Her burcundan bir hisar yap.
Osman Ertuğrul oğlusun, Oğuz Karahan neslisin
Hakk'ın bir kemter kulusun, İslambol'u aç gülzar yap”

Bursa'daki sultanların öyküsünü öğrenmek isterseniz, Bursa'da Osmanlı Padişahları Turu yazımıza göz gezdirmenizi öneriyoruz.

2- ORHAN GAZİ (1326-1362)

Osmanlı sultanlarının ikincisi Orhan Gazi, 1281 yılında Söğüt’te doğdu. Babası Osmanlı Devleti ve hanedanının kurucusu Osman Gazi, annesi Ömer Bey’in kızı Mal Hâtundur. Felç geçirerek ölmüştür. Kabri Bursa’da Osman Gazi Türbesi’ndedir.

"Elâ iy meyve-i bâg-ı murâdum
Şeh-i âlî-neseb Sultan Murâdum"

Bursa'daki sultanların öyküsünü öğrenmek isterseniz, Bursa'da Osmanlı Padişahları Turu yazımıza göz gezdirmenizi öneriyoruz.

3- I. MURAT HÜDAVENDİGAR (1362-1389)

Osmanlı sultanlarının üçüncüsü Sultan 1. Murad, 1326’da Bursa’da doğdu. Babası Orhan Gazi, annesi Bizans tekfurlarından Yar Hisar Tekfurunun kızı olan Nilüfer Hatun’dur (Holofira). 1382 yılından itibaren “Murad Hüdavendigar” diye anılan Sultan 1. Murad, Birinci Kosova Savaşı’ndan sonra savaş alanını gezerken, Sırp Asilzâdesi Milos Obraviç (Sırp Kralı Lazar’ın damadı) tarafından hançerlenerek 1389 yılında şehit oldu. Savaş meydanlarında şehit olan tek Osmanlı padişahı 1.Murad’dır. Kabri Bursa Çekirge de Murâd-ı Hüdavendigar Türbesi’ndedir.

"Rah-ı din içre ben feda olayım,
Siper-i asker-i Hüda olayım,
Din yolunda beni ŞEHİD eyle,
Ahirette beni sait eyle,
Mülk-i İslam'ı payimal etme,
Menzil-i fırka-i dalal etme,
Keremin çoktur ehl-i İslam'a
Dilerim ki erişe itmama..."

Bursa'da Çekirge'deki Hüdâvendigâr Camii ile üstündeki medrese, imaret ve misafirhaneye ek olarak Hisar (Kocanaip) Camii'ni, Bilecik ve Yenişehir'de birer cami ve İznik'te validesi Nilüfer Hatun adına imaret (1388) inşa ettirmiştir.

Bursa'daki sultanların öyküsünü öğrenmek isterseniz, Bursa'da Osmanlı Padişahları Turu yazımıza göz gezdirmenizi öneriyoruz.

4- YILDIRIM BEYAZIT (1389-1402)

Osmanlı sultanlarının dördüncüsü Yıldırım Bayezid 1360 yılında Edirne’de doğdu. Babası Murad Hüdavendigar, annesi Gülçiçek Hatundur. Yıldırım Bayezid Timur’la yaptığı 1402 yılındaki Ankara Savaşı’nda yenildi ve esir düştü. 13 yıl süren saltanatı sonunda esaretinin başlamasından 7 ay 12 gün sonra zehir içerek intihar etti. Kabri Bursa Bayezid Hân Türbesindedir.

Hayatı baştan sona savaş ve mücadeleyle geçen Bayezid'in öldüğü zaman birçok hayratı da bulunmaktaydı. 

Bursa'da zaviye, medrese, imaret, han, köprü, darüşşifa yaptırmış, Ulucami'yi (1396-1400) inşa ettirmiştir.

İstanbul'u baskı altında tutmak için Güzelcehisar diye de anılan Anadoluhisarı'nı (1395) yaptırdığı gibi; Bergama Ulu Camii (1399), Mudurnu Yıldırım Bayezid Camii (1383) gibi Anadolu'nun diğer bazı şehirlerinde ve Rumeli'de hayır eserleri meydana getirmiştir.

"Yâri rind-i zamânedür sandum 
Bahs-i vaslı terânedür sandum
Ehl-i hicrâna fitne-i agyâr
Ortada bir bahânedür sandum
Göz ucıyla kıya kıya bakışı
Dil alup kasdı cânadur sandum
Kıssayı anlamamış âhir-i kâr
Anı da bir fesânedür sandum
Hışm ile zahm-nâk dil-i sûzi
Yıldırım’dan nişânedür sandum"

Bursa'daki sultanların öyküsünü öğrenmek isterseniz, Bursa'da Osmanlı Padişahları Turu yazımıza göz gezdirmenizi öneriyoruz.

5- ÇELEBİ MEHMET (1413-1421)

Osmanlı sultanlarının beşincisi Sultan Çelebi Mehmed, 1389 yılında Edirne’de doğdu. Babası Yıldırım Bayezid, annesi de Germiyanoğlularından Devlet Hatun’dur. Fetret Devri’nden sonra Anadolu’daki beylikleri tekrar bir araya toplamayı başaran Sultan Çelebi Mehmed’e Osmanlı Devleti’nin 2.kurucusu gözüyle de bakılabilir. Sultan Çelebi Mehmed 26 Mayıs 1421'de Edirne’de yüksek tansiyon yüzünden beyin kanaması geçirdi ve vefat etti. Ölüm haberi gizlendi. Osmanlı Padişahları arasında ölümü gizlenen ilk padişah oldu. Cenazesi Bursa’ya getirilerek Yeşil Türbe’ye defnedildi. 

Osmanlı Beyliğinin ilk başkenti olan Söğüt'teki Çelebi Mehmet Camii'ne ek olarak Bursa ve Edirne'ye camiler inşa ettirmiştir. Bursa'daki Yeşil Camii de onun döneminde yapılmıştır.

"Cihân hasm olsa, Hakk’dan nusret iste!
Erenlerden duâ vü himmet iste!
Çalup dîn ışkına udvâne şimşir,
Anuban çâr-ı yârı hidmet iste!
Eğer leb-teşne isen ey bed-endîş;
Bu deşne çeşmesinden şerbet iste!
Geçenden geç, demür taşdan sakınma,
Demüri mahv idenden kuvvet iste!
Çevürme yüz muhalifden Mehemmed,
Adûyı arsadan sür vüs’at iste!"

Bursa'daki sultanların öyküsünü öğrenmek isterseniz, Bursa'da Osmanlı Padişahları Turu yazımıza göz gezdirmenizi öneriyoruz.

6- SULTAN II. MURAD (1421-1451)

Osmanlı sultanlarının altıncısı Sultan 2. Murad 1402 yılında doğdu. Babası Çelebi Mehmed, annesi Dulkadiroğlularından Süli Bey’in kızı Emine Hatun’dur. Şiddetli bir baş ağrısı sebebiyle yatağa düştü ve üç gün sonra 3 Şubat 1451’de öldü. Ölüm sebebi beyin kanaması veya beyindeki bir tümördür. Kabri, Bursa Muradiye’dedir.

2. Murad 1444'te Macarlarla imzalanan Edirne Segedin Antlaşmasından sonra Edirne'ye dönmedi ve tahtı hayatta olan tek oğlu Manisa valisi 2. Mehmed'e bırakarak Bursa'ya çekildi.

Bu olayın duyulup Haçlı ordusunun harekete geçmesi üzerine 2. Mehmed, Çandarlı Halil Paşa ve diğer devlet adamlarının tavsiyeleriyle babasını baş kumandan olarak ordunun başına davet etti ve Sultan 2. Murad'ın komutasındaki Osmanlı ordusu Haçlıları Varna'da ağır bir yenilgiye uğrattı.

2. Murad, 30 senelik payitahtı boyunca sadece cephede savaşmamış, aralarında Edirne Muradiye Camii, Bursa Muradiye Külliyesi, Ergene Köprüsü ve Üç Şerefeli Cami'nin (1437-1447) de olduğu onlarca eser bırakmıştır. 

Ayrıca Manisa Sarayını inşa ettirdiği, Üsküp, Alacahisar, Selanik ve Merzifon'da adını taşıyan camiler ve diğer hayratının bulunduğu belirtilir. Bu muazzam eserleri dolayısıyla Ebü'l-hayrat (hayırların babası, atası) unvanıyla anılan 2. Murad, şairlik yönüyle de bilinen bir padişahtır. Divan şiirlerini Muradi mahlasıyla yazmıştır:

"Edirne gerçi güzeller yeridir ey hem dem
Bursa'da dahi nice dilber-i fettan gördüm..."

Bursa'daki sultanların öyküsünü öğrenmek isterseniz, Bursa'da Osmanlı Padişahları Turu yazımıza göz gezdirmenizi öneriyoruz.

7- FATİH SULTAN MEHMET (1451-1481)

Osmanlı sultanlarının yedincisi Fatih Sultan Mehmed, 29 Mart 1432’de Edirne’de doğdu. Babası Sultan 2. Murad, annesi Hüma Hatun’dur. Devrinin büyük alimlerinden çok iyi bir eğitim almıştı. Hocalığını da yapmış olan Akşemseddin, en çok değer verdiği alimlerden biriydi. 20 yaşında Osmanlı Padişahı olan Sultan 2. Mehmed, İstanbul’u fethedip 1100 yıllık Doğu Roma İmparatorluğu'nu ortadan kaldırarak Fatih unvanını aldı. 

1456 yılında üçüncü seferinde Belgrad kalesini kuşattı ama başarı ile sonuçlanmadı.

Fatih Sultan Mehmed, nikris hastalığından dolayı 3 Mayıs 1481 günü, Maltepe’de vefat etti ve Fatih Camii’nin (1463-1470) yanındaki Fatih Türbesi’ne defnedildi.


Şiirlerinde Avni mahlasını kullanmıştır:

"Senin tenine değmeyen, Yağmuru istemem, Meltemi istemem.
Sana yanmayan yıldızı, istemem.
Bülbüller söyleyecekse, seni söylesin
Senden okumayan Bülbülü, Ne söylerse dinlemem.
Özlemim sen olacaksan, yansın yüreğim
Sılası sen olmayan vatanım, Gurbet istemem vatan istemem.
Senden gayri bir aşkla kül olursa kalbim, Bu kalbi istemem,
Sonu sana çıkmayan yolum, Yönü istemem yolu istemem.
Kalbini fethedecekse, Geçerim bin Sina’yı birden, Yoksa neyime bu fethi,
İstemem Mısrı, istemem cihanı.
Ben Sultan Mehmet’im, Önündeyim Konstantin'in,
Yakarım ben bu şehri, Bir tebessümün için.
Ben senin ümmetinim, Sensin benim efendim,
Senden gayrı senden başka, Efendi istemem sevgi istemem."

İstanbul'daki sultanların öyküsünü öğrenmek isterseniz, Yedi Tepe İstanbul 4: Fatih Tepesi yazımıza göz gezdirmenizi öneriyoruz.

8- II. BEYAZIT (1481-1512)

Osmanlı sultanlarının sekizincisi Sultan 2. Bayezid, 3 Aralık 1448’de Dimetoka’da doğdu. Babası Fatih Sultan Mehmed, annesi Mükrime Hatun adında bir Türk kızıdır. 24 Nisan 1512’de padişahlıktan ayrılmak zorunda kalan Sultan 2. Bayezid, bir ay kadar daha yaşadıktan sonra zehirlendi ve 26 Mayıs 1512’de vefat etti. Kabri İstanbul Bayezid Camii bahçesindeki türbesindedir. Bayezid tarafından 1488 yılında Edirne'de yaptırılan külliyenin içinde yer alan darüşşifa ve hemen bitişiğindeki tıp medresesi, tarihimizin önemli bir eseri...

Şairlerle sohbet etmeyi seven ve onların şiirlerini dinleyen 2. Bayezid aynı zamanda Arapça ve Farsçayı akıcı bir biçimde bilmekteydi. Şiirlerinde Adli mahlasını kullanmıştır:

"Taze âşık taze dîvâne mesel meşhûrdur
Gitdi Ferhâd ile Mecnûn aşkınun gavgâsıdur"

İstanbul'daki sultanların öyküsünü öğrenmek isterseniz, Tarihin Soylu Anası: İstanbul yazımıza göz gezdirmenizi öneriyoruz.

9- YAVUZ SULTAN SELİM (1512-1520)

Osmanlı sultanlarının dokuzuncusu Yavuz Sultan Selim, 10 Ekim 1470’de doğdu. Babası Sultan 2.Bayezid, annesi Gülbahar Hatun’dur. Yavuz Sultan Selim ile Safevî Hükümdarı Şah İsmail arasında Van Gölü'nün kuzeydoğusunda bulunan Çaldıran ovasında 23 Ağustos 1514'te Çaldıran Savaşı yapılmıştır. Muharebe, Osmanlı Devleti'nin kesin zaferiyle sonuçlanmıştır. Çaldıran Savaşı, Osmanlı tarihinde önemli bir yeri bulunan ve Osmanlı sınırlarının Mısır'a kadar genişlemesine olanak sağlayan bir savaş olmuştur. Bu mücadelenin anlatıldığı İskender Pala'nın Şah ve Sultan kitabını okumanızı tavsiye ederiz.

Babasından hükümdarlığı alan Sultan Selim'in sağ elini bir kartal pençesi gibi açıp ihtiyar Sultan Bayezit'in göğsünü şiddetle ittirmesi üzerine "Oğul, beni berbat edip tahtımdan ettin, inşallah sen de genç yaşında berbat olup şir-pençeler elinde can veresin!" dediği rivayet edilir. 

Nitekim Yavuz Sultan Selim 22 Eylül 1520’de, “Aslan Pençesi” denilen bir çıban yüzünden henüz 50 yaşında iken vefat etti.

Şah İsmail gibi Sultan Selim de ömrü boyunca küffar ile savaşmadı. Her ikisi de Müslümanlar ile savaştı ve Müslüman kanı döktü. Sultan Selim doğuda önüne çıkabilecek her engeli kaldırmayı ve ancak ondan sonra ataları gibi batıya yönelmeyi kafasına koymuştu. Sultan, ilk kez küffar üzerine yürümek ve Belgrat'ı almak için giderken baba ahına uğradı. Kabri İstanbul Sultan Selim Camii bahçesindedir.

Sultan Selim Han’ın sandukasının üstünde, büyük âlim Ahmed ibn-i Kemâl Paşa‘nın kaftanı örtülüdür. Örtünün konması meşhur rivayette şöyle anlatılır:

Sultan Selim Han, halifelik unvanını payitahta getirdiği Mısır Seferi‘ni tamamlayıp, Kahire’den Şam’a dönerken yolda, o sırada Anadolu Kazaskerliği vazifesini yapan Ahmed ibni Kemâl Paşazadeyi yanına çağırdı. Sohbet ederek giderlerken, İbn-i Kemâl’in atı birdenbire bir su çukuruna bastığı için Sultan Selim Han‘ın üstü başı ıslanıp, kaftanı çamur oldu. İbn-i Kemâl Paşa telâşa düşünce, azametiyle meşhur olan Sultan Selim Han; “Bir âlimin atının ayağından sıçrayan çamur, benim için şereftir. Öldüğüm zaman bu kaftanı böylece sandukanın üstüne koysunlar!” deyip, sırtından kaftanı çıkarıp saklattı.

Sultan Selim şiirlerinde Selimi mahlasını kullanmıştır. Safevî Hükümdarı Şah İsmail'e mektup olarak yazdığı şu dizeler gerçekten sanatkarane düzenlenmiş ve hem satır olarak hem de sütun olarak okunduğunda aynı dizeler sıralanıyor:

"Sanma şahım / herkesi sen / sadıkane / yar olur
Herkesi sen / dost mu sandın / belki ol / ağyar olur
Sadıkane / belki ol / alemde bir / dildar olur
Yar olur / ağyar olur / dildar olur / serdar olur"

İstanbul'daki sultanların öyküsünü öğrenmek isterseniz, Yedi Tepe İstanbul 5: Yavuz Selim Tepesi yazımıza göz gezdirmenizi öneriyoruz.

10- KANUNİ SULTAN SÜLEYMAN (1520-1566)

Osmanlı sultanlarının onuncusu Kanuni Sultan Süleyman, 27 Nisan 1495 Pazartesi günü, Trabzon’da doğdu. Babası Yavuz Sultan Selim, annesi Hafsa Hatun’dur. Kendisine “Kanuni” denmesi, yeni kanunlar icat etmesinden değil, mevcut kanunları yazdırtıp çok sıkı bir şekilde tatbik etmesinden dolayıdır.

İç isyanları bastırdıktan sonra Balkanlar ve Avrupa üzerine yönelen Sultan Süleyman, Mohaç Meydan Savaşı ile Macar ordusunu kesin bir imha savaşı neticesinde yenmiş, Preveze Deniz Savaşı sonucunda Akdeniz'i Osmanlı gölü haline getirmiş. Belgrad, Budapeşte, Revan, Nahcivan (1552-1554), Boğdan, Bağdat, Yemen, Tunus, Cezayir ve Trablusgarp'ı fetheden Sultan Süleyman, Viyana'yı da kuşatma altına aldırmış (1529), ancak mevsim şartları yüzünden kuşatmayı kaldırmak zorunda kalmıştır.

1566’da Zigetvar kuşatmasının son günü 6/7 Eylül gecesi beyin kanamasından ölmüştür. Kabri İstanbul Süleymaniye Camii bahçesindedir.

Büyük bir devlet adamı olan Kanuni Sultan Süleyman aynı zamanda ünlü bir şair, Muhibbi mahlasıyla şiirler yazmıştır: 

"Halk içinde mu’teber bir nesne yok devlet gibi
Olmaya devlet cihânda bir nefes sıhhat gibi..."

İstanbul'daki sultanların öyküsünü öğrenmek isterseniz, Yedi Tepe İstanbul 3: Süleymaniye Tepesi yazımıza göz gezdirmenizi öneriyoruz.

11- II. SELİM (1566-1574)

Osmanlı sultanlarının onbirincisi Sultan 2. Selim, 28 Mayıs 1524’de İstanbul’da doğdu. Babası Kanuni Sultan Süleyman, annesi Hürrem Sultan’dır. 2. Selim'in hükümdarlığı zamanında Venedikliler ve İspanyollardan oluşan büyük bir deniz gücü İnebahtı'da Osmanlı donanmasını ağır bir yenilgiye uğratmasına rağmen (1571), Kanuni döneminde yapılan antlaşmalar onaylanmış, Venedik ile barış sağlanarak Osmanlı hakimiyet alanı Fas'a kadar genişlemiştir. İstanbul dışına hiç çıkmadan 8 yıl padişahlık yaptıktan sonra göğüs boşluğunda meydana gelen kanama yüzünden 15 Aralık 1574 günü vefat etti. Ayasofya’ya defnedildi. Sultan 2. Selim İstanbul’da ölen ilk Osmanlı padişahıdır.

2. Selim birçok hayratı ile tanınır. Özellikle Edirne'deki Mimar Sinan eseri Selimiye Camii (1574) bunun en güzel örneğidir.

Konya'da inşasına valiliği zamanında başlanıp hükümdarlığı döneminde tamamlanan Selimiye (Sultan Selim) Külliyesi de Osmanlı mimarisinin bilinen bir eseridir. 

Selimi mahlasıyla çok güzel Türkçe şiirler yazmıştır:

"Yâ Resûl-ı müctebâ eyle şefâ’atle rehâ
Abd-i âciz bir günehkâram gönülde yok sivâ
Eylemiş Allah bu tahtı nasîb ümmetüne
Ben günehkâra degül lâyık bu ihsân u atâ
Âcizem pür-asem ü zenb ü pür-ma âsîdür kulun
Merhamet kılmazsan ey şâh-ı rüsûl hâlüm fenâ
Lutf u ihsânından ümmîd kesmezem kim şefkatün
Bu Selîmi elbet eyler mevsûl-ı râh-ı Hudâ."

İstanbul'daki sultanların öyküsünü öğrenmek isterseniz, Yedi Tepe İstanbul 1: Sarayburnu Tepesi yazımıza göz gezdirmenizi öneriyoruz.

12- III. MURAT (1574-1595)

Osmanlı sultanlarının onikincisi Sultan 3. Murad, 4 Temmuz 1546 günü, Manisa’nın Bozdağ yaylasında dünyaya geldi. Babası, Sultan 2. Selim, annesi Afife Nur Banu Sultan’dır. Döneminin en önemli olayları arasında İran seferleri yer alır. Sokullu Mehmed Paşa'nın ağırlığını hissettirdiği 3.Murad döneminde Osmanlı toprakları en geniş sınırlarına ulaştı. 17 Ocak 1595’te prostat kanserinden öldü. Kabri İstanbul Ayasofya Camii yanında Sultan Selim Türbesi’ndedir. 

Birçok kaynak onu alim, şair ve ressam padişah olarak nitelendirir. Muradi mahlasıyla yazdığı şiirleri daha çok din ve tasavvuf alanındadır. Bir tek sabah namazına kalkamadığı için göz yaşını mürekkep yapan 3. Murad aşağıdaki şiiri yazmıştır:

"Uyan ey gözlerim gafletten uyan, Uyan uykusu çok gözlerim uyan
Azrail’in kastı canadır inan
Uyan ey gözlerim gafletten uyan, Uyan uykusu çok gözlerim uyan
Seherde uyanırlar cümle kuşlar, Dillu dillerince tesbihe başlar
Tevhid eyler dağlar, taşlar, ağaçlar
Uyan ey gözlerim gafletten uyan, Uyan uykusu çok gözlerim uyan
Semavatın kapuların açarlar
Müminlere rahmet suyun saçarlar, Seherde kalkana hülle biçerler
Uyan ey gözlerim gafletten uyan, Uyan uykusu çok gözlerim uyan
Bu dünya fanidir sakın aldanma
Mağrur olup tac-u tahta dayanma, Yedi iklim benim deyu güvenme
Uyan ey gözlerim gafletten uyan, Uyan uykusu çok gözlerim uyan
Benim, Murad kulun, suçumu affet
Suçum bağışlayub günahım ref’et, Resul’un sancağı dibinde haşret
Uyan ey gözlerim gafletten uyan, Uyan uykusu çok gözlerim uyan"

İstanbul'daki sultanların öyküsünü öğrenmek isterseniz, Yedi Tepe İstanbul 1: Sarayburnu Tepesi yazımıza göz gezdirmenizi öneriyoruz.

13- III. MEHMED (1595-1603)

Osmanlı sultanlarının on üçüncüsü Sultan 3. Mehmed, 26 Mayıs 1566’da Manisa’da doğdu. Babası Sultan 3. Murad, annesi Safiye Sultan’dır. Kanuni'den sonra ordusunun başında sefere çıkan ilk padişahtır. 3. Mehmed, babası 3. Murad döneminde başlayan Osmanlı-Avusturya Savaşı devam ederken tahta geçmiştir. Estergon Kalesinin kaybı, Eğir ve Kanije'nin alınması ve Avusturya, Alman, Erdel, Macar, İtalyan, İspanyol, Fransız, Hollandalı, Belçikalı, Çek, Hırvat, Sırp, Slovak ve Leh kuvvetlerinden oluşan 300 bin kişilik Haçlı ordusunun Haçova'da yenilerek Viyana yolunun açılması bu dönemdedir (1596). Bir gün saraya dönerken yolda karşılaştığı bir meczup, “56 gün sonra gelecek kazadan kurtulamazsın. Gafil olma padişahım” demişti. Bu olay 3. Mehmed’i derinden etkiledi. Padişah yemeden, içmeden kesildi ve 22 Aralık 1603’te kalp krizi geçirerek öldü. Kabri İstanbul Ayasofya Camii bahçesindedir.

İstanbul'da Eminönü Yeni Cami ya da Valide Sultan Camii'nin temeli, 1597 yılında Sultan 3. Murad'ın eşi, 3. Mehmed'in annesi Safiye Sultan'ın emriyle atılmıştır.


İstanbul'daki sultanların öyküsünü öğrenmek isterseniz, Yedi Tepe İstanbul 1: Sarayburnu Tepesi yazımıza göz gezdirmenizi öneriyoruz.

14- I. AHMET (1603-1617)

Osmanlı sultanlarının on dördüncüsü Sultan 1. Ahmed, 18 Nisan 1590 günü Manisa’da doğdu. Babası Sultan 3. Mehmed, annesi Handan Sultan’dır. Sancağa gitmeden tahta geçen ilk Osmanlı padişahıdır. Tahta geçtiği sırada devam eden Avusturya Savaşını bitiren 11 Kasım 1606 tarihli Zitvatorok Antlaşması onun döneminde imzalanmış, babasının hükümdarlığında kaybedilen Estergon Kalesi yeniden alınmıştır. 

1. Ahmed zamanının önemli değişikliklerinden biri saltanatın devri meselesinde olmuştur. O zamana kadar herhangi bir kuralı olmayan cülusta, bu padişahtan itibaren hanedanın en büyük ferdinin tahta geçmesi usulü benimsenmiş, öteki şehzadeler sarayın özel bir yerinde kafes arkasında tutulmaya başlanmıştır. Sultan 1. Ahmed, yakalandığı tifüs hastalığından kurtulamayarak 21 Kasım'ı 22 Kasım’a bağlayan gece 1617 yılında 28 yaşında vefat etti. Kabri İstanbul Sultan Ahmed Camii yanındadır.

Osmanlı tarihinde en büyük yapılar arasında sayılan ve mimari özellikleri bakımından sanat tarihinde önemli bir yeri olan Sultanahmet Camii onun tarafından inşa ettirilmiş, kendisi de temel atılırken altın bir kazma ile bizzat çalışmıştır. Bugün Sultanahmet Meydanına ismini veren bu cami, yanındaki medrese, imaret, tabhane, darüşşifa, mektep ve dükkanları ile tam bir külliye teşkil eder.

Sultan Ahmed Camii'nin yapım aşamasında Mısır'dan getirilen Kadem-i Şerifi (Peygamber Efendimizin ayak izi) camiye koymak nasip olmayınca  “Nola tacım gibi o kademi başımın üstünde taşısam” diyen 1.Ahmet Bahti mahlasıyla şiirler yazmıştır:

"Edirne şehri gibi gerçi şehr-i bî-bedel olmaz
Yine ammâ bu dünyâda Sitanbula bedel olmaz..."

İstanbul'daki sultanların öyküsünü öğrenmek isterseniz, Yedi Tepe İstanbul 1: Sarayburnu Tepesi yazımıza göz gezdirmenizi öneriyoruz.

15- I. MUSTAFA (1617-1618/1622-1623)

Osmanlı sultanlarının on beşincisi Sultan 1. Mustafa, 1592 yılında Manisa’da doğdu. Babası Sultan 3.Mehmed, annesi Handan Sultan’dır. İlki kardeşi 1. Ahmed'in ölümüyle olmak üzere iki defa tahta çıkmıştır. Akli dengesinin yerinde olmadığı pek çok kaynakta bildirilen 1. Mustafa, tahta çıktıktan 96 gün sonra 26 Şubat 1618 günü tahttan indirilmiş, yerine 19 Mayıs 1622'de tahttan indirilecek olan 2. (Genç) Osman  geçmiştir. Genç Osman'ın bir ayaklanmayla öldürülerek tahttan indirilmesinin ardından yeniden tahta geçen 1. Mustafa, Osmanlı tarihinde padişahlığın babadan oğula geçmesi kuralını bozarak kardeşinin arkasından tahta çıkan ilk hükümdar olma özelliğini taşır. Sultan 1.Mustafa tahttan indirildikten 16 yıl sonra, 20 Ocak 1639 günü sinir hastalığından Topkapı Sarayında vefat etti. Kabri İstanbul Ayasofya Camii Türbesi’ndedir.

İstanbul'daki sultanların öyküsünü öğrenmek isterseniz, Yedi Tepe İstanbul 1: Sarayburnu Tepesi yazımıza göz gezdirmenizi öneriyoruz.

16- II. (GENÇ) OSMAN (1618-1622)

Osmanlı sultanlarının on altıncısı Sultan Genç Osman, 3 Kasım 1604 tarihinde, İstanbul’da dünyaya geldi. Babası 1. Ahmed, annesi Mahfirûz Haseki Sultandır. Genç Osman, bir ayaklanmada öldürülen ilk padişahtır. Osmanlı padişahları içerisinde en genç vefat edenidir. Tarihte eşine az rastlanır bir şekilde tahtan indirilerek, Yedikule zindanlarında boğularak şehit edilen Sultan Genç Osman, babası Sultan 1. Ahmed’in Sultanahmet Camii’nin yanındaki türbesine defnedildi. 

Tahta geçtiğinde 14 yaşında olmasına rağmen, kayıtlarda Arapça ve Farsça bildiği ve Farisi mahlasıyla şiir yazdığı kaydedilmiştir:

"Gülşen içre bitmedi bir gonca cânâ hârsuz
Dünyâda hâsıl değül bir nevcüvân ağyârsuz
Kimi ol yâri benüm dir kimisi dahi benüm
Orta yirde Fârisî âvâre kaldı yârsuz"

İstanbul'daki sultanların öyküsünü öğrenmek isterseniz, Yedi Tepe İstanbul 1: Sarayburnu Tepesi yazımıza göz gezdirmenizi öneriyoruz.

17- 4. MURAT (1623-1640)

Osmanlı sultanlarının on yedincisi Sultan 4. Murad, 26 Temmuz 1612 tarihinde İstanbul’da doğdu. Babası Sultan 1. Ahmed, annesi Mahpeyker Kösem Sultan’dır. Hükümdarlığı sırasında sık sık tebdili kıyafetle sokaklarda teftişe çıkması ve suçlu bulduklarını cezalandırması piyeslere konu olmuştur. Revan (Erivan) ve Bağdat'ın fatihi olarak tanınır. Mayıs 1639'da imzalanan Kasr-ı Şirin Antlaşması sonucunda Mezopotamya Osmanlı egemenliğine girmiştir. 1623-1639 yılları arasında süren Osmanlı-Safevi Savaşının bir parçası olarak gerçekleşen Revan Seferi ile Doğu Anadolu, Ahıska, Revan (Erivan) ve Kafkasların önemli bir bölümü de Osmanlı topraklarına katılmıştır. Sultan 4. Murad, Topkapı Sarayındaki Bağdat (1639) ve Revan (1635) kasırlarını yaptırmış, bilime ve sanata değer vermiştir. 8 Şubat 1640 gecesi sirozdan ölmüştür. Kabri İstanbul 1. Ahmed Hân Türbesi’ndedir.

Muradi mahlasıyla hem divan hem de aşık tarzı şiirler yazmıştır:

"Fetheyleyerek diyar-ı Bağdâdı
Şâh-ı âlemde asker-i İslâm
Didi Sultan Murad-ı âli-şân
Feth-i Bağdâda tarih oldu gazâm"

İstanbul'daki sultanların öyküsünü öğrenmek isterseniz, Yedi Tepe İstanbul 1: Sarayburnu Tepesi yazımıza göz gezdirmenizi öneriyoruz.

18- I. İBRAHİM (1640-1648)

Osmanlı sultanlarının on sekizincisi Sultan 1. İbrahim, 5 Kasım 1615 tarihinde İstanbul’da doğdu. Babası Sultan 1. Ahmed, annesi Mahpeyker Kösem Sultan’dır. Sultan İbrahim'in 8 yıl süren saltanatı sırasında Avusturya, Fransa ve İngiltere gibi devletlerle yapılan eski antlaşmalar yenilenmiş, gerek dış gerekse iç olaylar bakımından bir öncekine göre nispeten daha sakin bir dönem yaşanmıştır. 18 Ağustos 1648’de boğdurtularak öldürülmüştür. Kabri İstanbul Ayasofya Camii bahçesindedir. 

Günümüzde Yeşilay Genel Merkezi olarak kullanılan Sepetçiler Kasrı, 1643'te Sultan İbrahim tarafından Bizans döneminden kalma surların üzerine inşa edilmiştir.

İstanbul'daki sultanların öyküsünü öğrenmek isterseniz, Yedi Tepe İstanbul 1: Sarayburnu Tepesi yazımıza göz gezdirmenizi öneriyoruz.

19- 4. (AVCI) MEHMET (1648-1687)

Osmanlı sultanlarının on dokuzuncusu Sultan 4. Mehmed, 2 Ocak 1642’de İstanbul’da doğdu. Babası Sultan 1. İbrahim, annesi Rus asıllı Turhan Hatice Sultan’dır. Askerin bir bölümüne ayarı bozuk para verilmesinden, bir bölümünün ise uzun süre ulufe alamamasından dolayı yeniçeriler ayaklandı ve 30 devlet adamı ve saray ağasının idamını istedi. İdamlar gerçekleştirildi ve cesetler Sultanahmet Meydanında bir çınar ağacına asıldı. 4 Mart 1656'da gerçekleşen bu olay Osmanlı tarihinde Vaka-i Vakvakiye (Çınar Vakası) olarak anılır.

4. Mehmed döneminin en önemli olayı Viyana Kuşatması'dır. 1687’de tahttan indirildikten sonra 4 yıl hapis hayata yaşadı. Yakalandığı zatürrenin ilerlemesi sonucu 6 Aralık 1693’de Edirne’de vefat etti. Cenazesi İstanbul’a gönderildi ve Yeni Cami’deki türbesine, annesi Turhan Sultan’ın yanına defnedildi.

Döneminde mimari alanda birçok faaliyet gerçekleştirildi.

60 yıldır bitirilemeyen Eminönü Yeni Valide Sultan Camii ve Külliyesi tamamlandı.

1658-1680 yılları arasında Rumeli ve Anadolu Hisarları tamir edildi.

Mısır Çarşısı, Hünkar Kasrı, Köprülü Külliyesi, Safranbolu Köprülü Mehmed Paşa Camii, Vezirköprü Fazıl Ahmed Paşa Külliyesi, İncesu Merzifonlu Kara Mustafa Paşa Camii ve Kervansarayı onun döneminde inşa edildi.

"Beyazlar giydügince bir dürr-i yektaya benzersin
Siyahlar giydügince sen hem an Leylâ'ya benzersin
Yeşiller giydügince tûtî-i gûyâya benzersin
Benüm hoş-bû Afîfem sen gül-i rânâya benzersin."

İstanbul'daki sultanların öyküsünü öğrenmek isterseniz, Yedi Tepe İstanbul 3: Süleymaniye Tepesi yazımıza göz gezdirmenizi öneriyoruz.

20- II. SÜLEYMAN (1687-1691)

Osmanlı sultanlarının yirmincisi Sultan 2. Süleyman, 15 Nisan 1642’de İstanbul’da doğdu. Babası Sultan 1. İbrahim, annesi Saliha Dilaşub Sultan’dır. 2. Süleyman'ın tahta çıktıktan sonra karşı karşıya kaldığı ilk mesele askere dağıtılacak cülus bahşişi konusu oldu. Sultan 2. Süleyman, 4 yıl gibi kısa bir süre padişahlık yaptı. Bunun son 2 yılını yatak hastası olarak geçirdi. Gün geçtikçe zayıflıyordu. 22 Haziran 1691 günü, böbrek yetmezliğinden Edirne’de vefat etti. Cenazesi İstanbul’a getirilerek Süleymaniye Camii yanında Kanuni Sultan Süleyman türbesine gömüldü.

İstanbul'daki sultanların öyküsünü öğrenmek isterseniz, Yedi Tepe İstanbul 3: Süleymaniye Tepesi yazımıza göz gezdirmenizi öneriyoruz.

21- II. AHMET (1691-1695)

Osmanlı sultanlarının yirmi birincisi Sultan 2. Ahmed, 25 Şubat 1643 günü İstanbul’da doğdu. Babası Sultan 1. İbrahim, annesi Hatice Muazzez Sultan’dır. 3 yıl 7 ay 14 gün saltanat sürdükten sonra, yakalandığı siroz hastalığından kurtulamayarak 6 Şubat 1695 günü Edirne’de vefat etti. Cenazesi İstanbul’a getirilerek Kanuni Sultan Süleyman Türbesine defnedildi. 

Şiirden ve müzikten hoşlanırdı:

"Kaşların ya'sına didim olayın kurban ana,
Hışm ile dilber didi lâyık mı ol kurban ana.
Sîne sahrasında ektim çün muhabbet tohmını,
Dembedem yağdursa ta'n mı gözlerim bârân ana.
Hey kıyamet gönlüme sorma hisâbın zülfünün
Elli bin yıldan uzundur bu şeb-i hicran ana.
Zülf-i nakkaşı suya bir rtakş ider ki reşk ider
Mânî-i Çin yazduğu nakş-ı nigâristan ana.
Canlar oda atmasun yazuktur ol seyyada deyin
Yüzin acun kim ola can ü gönül hayran ana.
Ahmed içtin çevrini çekmez dir imiş müddeî,
Ol  seni candan sever yaraşmaz ol bühtan ana."

İstanbul'daki sultanların öyküsünü öğrenmek isterseniz, Yedi Tepe İstanbul 3: Süleymaniye Tepesi yazımıza göz gezdirmenizi öneriyoruz.

22- II. MUSTAFA (1695-1703)

Osmanlı sultanlarının yirmi ikincisi Sultan 2. Mustafa, 6 Şubat 1664 günü İstanbul’da dünyaya geldi. Babası Sultan 4. Mehmed, annesi Emetullah Rabia Gülnuş Sultan’dır. Annesi Girit asıllıdır. 1703’te bir isyan sonucu tahttan indirildi. Bu olayın üzüntüsünü üzerinden atamadan 29 Aralık 1703’te prostat kanserinden öldü. Kabri İstanbul Turhan Valide Sultan Türbesi’ndedir. 

Erzurum Kurşunlu Cami, Şeyhülislâm Feyzullah Efendi tarafından 1701 yılında yaptırılmış. Devrinin meşhur sadrazamlarından Amcazâde Hüseyin Paşa tarafından, Amcazade Hüseyin Paşa Camii (1700) yaptırılmış.

Îkbalî mahlası ile şiirler de yazmıştır:

"Başımuzdan hiç hevâ-yı zülf-i yâr eksük değül
Mürtefi yerdür anunçün ruzgâr eksük değül"

İstanbul'daki sultanların öyküsünü öğrenmek isterseniz, Yedi Tepe İstanbul 3: Süleymaniye Tepesi yazımıza göz gezdirmenizi öneriyoruz.

23- III. AHMET (1703-1730)

Osmanlı sultanlarının yirmi üçüncüsü Sultan 3. Ahmed, 30 Aralık 1673 günü doğdu. Babası Sultan 4.Mehmed, annesi Emetullah Rabia Gülnuş Sultan’dır. Meşhur Lale Dönemi’nin padişahı olan 3.Ahmed, 1730’da Patrona isyanı sonucu tahttan indirildi. Yıllarca Topkapı Sarayı’nda hapis hayatı yaşadıktan sonra, şeker hastalığının vücudunda meydana getirdiği tahribatın sonucunda 24 Haziran 1736’da öldü. Kabri İstanbul Yeni Camide Turhan Valide Sultan Türbesi’ndedir.

Üsküdar Yeni Valide Camii, Çorlulu Ali Paşa Medresesi, Erzurum Vezir İbrahim Paşa Camii ve Külliyesi (1748), Yeni Postane arkasındaki Darülhadis ve Sebil, Ortaköy Camii önündeki çeşme, Şemsipaşa'daki Hüsrev Ağa Camii önündeki çeşme ve Çubuklu Camii yanındaki Mesire Çeşmesi gibi eserler de onun padişahlığı döneminde yapılmıştır.

Sütlüce'de bulunan sarayın harem kapısı üzerindeki kitabe, Sultanahmet'te Bab-ı Hümayun önündeki mevcut meşhur 3. Ahmet Çeşmesi (1728) ile Üsküdar Meydanında inşa edilen 3. Ahmet Çeşmesinin kitabeleri ve Saray-ı Hümayun'da Arz Odası üzerindeki besmele 3. Ahmed'in kendi el yazılarıdır. 

Necib mahlası ile şiirler de yazmıştır:

"Ekmeyen biçmedi bu mezrada velhâsıl
Kime lâzımsa ekmek, ona lâzım ekmek!"

İstanbul'daki sultanların öyküsünü öğrenmek isterseniz, Yedi Tepe İstanbul 3: Süleymaniye Tepesi yazımıza göz gezdirmenizi öneriyoruz.

24- I. MAHMUT (1730-1754)

Osmanlı sultanlarının yirmi dördüncüsü Sultan 1. Mahmud, 2 Ağustos 1696 günü İstanbul’da doğdu. Babası Sultan 2. Mustafa, annesi Saliha Valide Sultan’dır. İran'la yapılan savaşta bazı topraklar el değiştirmesine rağmen 1736 yılında imzalanan İstanbul Antlaşması ile Kasr-ı Şirin Antlaşmasındaki sınırlara geri dönüldü. Osmanlı Devletine son parlak dönemini yaşatan, haleflerine uzun bir barış devri bırakan, hayatının son iki yılını hasta geçiren Sultan 1. Mahmud, 13 Aralık 1754 tarihinde bir Cuma namazı dönüşünde saraya dönerken attan düşüp, beyin kanaması geçirip vefat etti. Nuruosmaniye Camii'nin yanında hazırlattığı türbesine defnedilmeyip yeni padişah 3. Osman'ın iradesiyle Sultan 2. Mustafa’nın Yeni Cami’deki türbesine defnedildi. 

“Sebkâti” mahlasıyla şiirleri ve aynı zamanda büyük kıymete haiz besteleri vardı:

"Varalım kûy-i dilârâya gönül hû diyerek
Kokalım güllerini gonca-i hoş bû diyerek
Şerbet-i lâl-i hayali bizi öldürdü meded
Gidelim kûyine yârın bir içim su diyerek"

İstanbul'daki sultanların öyküsünü öğrenmek isterseniz, Yedi Tepe İstanbul 3: Süleymaniye Tepesi yazımıza göz gezdirmenizi öneriyoruz.

25- III. OSMAN (1754-1757)

Osmanlı sultanlarının yirmi beşincisi Sultan 3. Osman, 2 Ocak 1699 günü İstanbul’da doğdu. Babası Sultan 2. Mustafa, annesi Şehsuvar Valide Sultan’dır. Şehsuvar Valide Sultan Rus asıllıdır. Osmanlı tarihinde 53 sene ile en uzun süre Topkapı Sarayı Şimşirlik Dairesindeki kafeste kalan şehzadedir. 1.Mahmud'un vefatı üzerine 14 Aralık 1754 Cuma günü 58 yaşında tahta çıktı. İlk icraatı üst düzey bürokrat kadrosunu değiştirmek oldu. Döneminde savaş olmadı. 30 Ekim 1757’de vücudunda çıkan bir çıbanın verdiği hastalıkla vefat etti. Cenazesi, Yeni Cami’de Sultan 1. Mahmud’un yanına defnedildi.

İstanbul'da 1. Mahmud zamanında yapımına başlanan Nuruosmaniye Camii onun döneminde tamamlanmıştır. Üsküdar'da İhsaniye Camii ve İhsaniye Mescidini yaptırmış, caminin yanına medrese, kütüphane, imaret, sebil ve çeşme de yaptırıp tamiratı ve masraflarının karşılanması için vakıflar tesis ettirmiştir. 

Onun döneminde, Midilli Adası Sığrı Limanı bir kale inşa edilerek tahkim edilmiş, Babıali'nin inşası tamamlanmış (1756) ve Osmanlı Devletinin ilk deniz feneri olan Ahırkapı Feneri yapılmıştır (1755).

İstanbul'daki sultanların öyküsünü öğrenmek isterseniz, Yedi Tepe İstanbul 3: Süleymaniye Tepesi yazımıza göz gezdirmenizi öneriyoruz.

26- III. MUSTAFA (1757-1774)

Osmanlı sultanlarının yirmi altıncısı Sultan 3. Mustafa, 28 Ocak 1717 günü İstanbul’da dünyaya geldi. Babası Sultan 3. Ahmed, annesi Mihrişah Sultan’dır. 1768-1774 Osmanlı-Rus savaşı feci sonuçlar ortaya çıkarmış, Ruslar Kırım'ı, Romanya'yı ve Bulgaristan'ın bir kısmını işgal etmiş, Osmanlı donanmasını Çeşme'de yakacak kadar ileri gidebilmişlerdir. Savaşların da etkisiyle Topçu Ocağını modernleştirmiş, Mühendishane-i Bahri-i Hümayun'u (1773) kurarak bir kısım askeri reformlar yapmıştır. Rus Savaşı sırasında üzüntüsünden hastalandı ve kalp yetmezliğinden dolayı 21 Ocak 1774 günü vefat etti. Kabri İstanbul Turhan Valide Sultan Türbesi’ndedir. 

Sultan 3. Mustafa şair bir padişahtı. Cihangir mahlasıyla yazdığı şiirleri çok meşhur:

"Yıkılupdur bu cihan sanma ki bizde düzele
Devlet-i çerh-i deni verdi kamu müptezele
Şimdi ebvab-ı saadetle gezen hep hezele
İşimiz kaldı heman merhamet-i Lem Yezel'e."

İstanbul'daki sultanların öyküsünü öğrenmek isterseniz, Yedi Tepe İstanbul 3: Süleymaniye Tepesi yazımıza göz gezdirmenizi öneriyoruz.

27- I. ABDÜLHAMİT (1774-1789)

Osmanlı sultanlarının yirmi yedincisi Sultan 1. Abdülhamid, 20 Mart 1725 tarihinde İstanbul’da doğdu. Babası 3. Ahmed, annesi Rabia Şermi Sultandır. Osmanlı Doğu Avrupa'daki gücünü 1.Abdülhamid döneminde yitirmiştir. 1. Abdülhamid döneminin önemli olayları arasında büyük İstanbul yangınları vardır. Dindarlığı ve iyiliği sebebiyle halkın “velî” olarak gördüğü Sultan 1.Abdülhamid, 1787-1791 Osmanlı-Rus Savaşı sırasında, Anapa Kalesi’nin Rusların eline geçtiği haberi üzerine beyin kanaması geçirdi ve bir süre sonra 7 Nisan 1789’da öldü. Cenazesi Bahçekapı’da kendi yaptırdığı türbesine defnedildi. 

1. Abdülhamit Han’ın türbesinde Peygamber Efendimizin ayak izinin bir kopyası bulunmaktadır. Bunun aslı Topkapı Sarayı’ndadır. (Nakş-ı Kadem-i Şerif: Altından yapılmış bir kapak ve çerçeve içinde yer alan, üzerinde Peygamber Efendimizin mübarek ayak izi olan taşıdır. Eyüp Sultan ve Sultan 3. Mustafa türbelerinde de bunlardan birer tane bulunmaktadır.)

Kendi adını verdiği Sultan 1. Abdülhamid Külliyesi, İstanbul Beylerbeyi Camii (1778), Emirgan Çeşmesi, Hasköy Silahtar Yahya Efendi Çeşmesi, Gülşehir Kurşunlu Camii (1779), Yozgat Ulu Camii, Unkapanı Şebsafa Hatun Camii (1788) ve Karavezir Medresesi, döneminin en önemli mimari eserleridir.


"Efendim! Tut elimden yâ Resûlellâh!
Senden başka yok kimsem, meyletmem başkasına

Bütün kâinâtta hidâyet nûru sensin
Ey güvenilenlerin en hayırlısı, cömertliğin sırrısın

Gerçek şu ki, bütün varlıkların imdadı sensin
Allah için insanların yol gösterici ve (yanlışlara) set çekicisin

Ey hamd makâmında (makâm-ı mahmûdda) bulunmaya lâyık olan,
Tek, eşsiz, doğrulmamış ve doğmamış olanın huzurunda

Ey iki parmağından fışkırarak nehirler akan
Böylece orduya yardım ederek susuzluğunu gideren

Beni korkuya düşüren bir zarara uğradığımda
“Ey Efendiler Efendisi, ey dayanağım!” diye seslenirim sana

Hatalarımdan dolayı benim için şefaatçi ol Rahmân’a
Hayal bile edemeyeceğim bir şekilde ihsanda bulun bana

Dâimâ ve ebediyyen memnûniyet nazarıyla bak
Her zaman kusurlarımı gizle, lütufta bulunarak

Beni de içine alan o bağışlayıcılığınla şefkat eyle
Çünkü benim bir efendim yok senden başka

Öyle bir seçilmiş zâta tevessül ediyorum ki
O Vâhid ve Ehâd’in sırrı, semâlara yükselenlerin en üstünü

O Güzel’in yaratıcısı, güzelliğin rabbi olan Allah Teâlâ’dır
O Güzel gibi bir güzel bulamadım varlıklar içinde

O’dur mahlûkâtın en hayırlısı, peygamberlerin zirvesi
Halk içindeki en değerli hazîne ve onları doğru yola ileten

Onunla (Rabbime) sığınıyorum, umulur ki Allah beni bağışlar
İşte budur benim düşüncem ve inancım

Onu medhetmeye şevkim hiç bitmeyecek ömrüm sürdükçe
O’nun muhabbetidir benim dayanağım Arşın Rabbi katında

En güzel salât ona olsun ve bu ebediyyen devam etsin
Selâm ile birlikte, hem de sınırsız ve sayısızca

Selam olsun Şeref sahibi Âline ve ashabına da
Ki onlar müsâmaha denizi, cömertlik ve yardım ehlidirler"

İstanbul'daki velilerin öyküsünü öğrenmek isterseniz, Bir İstanbul Masalı: Üsküdar yazımıza göz gezdirmenizi öneriyoruz.

28- III. SELİM (1789-1807)

Osmanlı sultanlarının yirmi sekizincisi Sultan 3. Selim, 24 Aralık 1761 tarihinde İstanbul’da doğdu. Babası Sultan 3. Mustafa, annesi Mihrişah Sultan’dır. Annesi Gürcü asıllıdır. 40 yıl zarfında hanedanda şehzade doğmadığı için Selim'in dünyaya gelişi bir hafta süren şenliklerle kutlanmıştır. 3. Selim, modernleşme yönünde kurumsal adımlar atan ilk Osmanlı padişahıdır. Alemdar Mustafa Paşa olayı sırasında yeni padişahın adamları tarafından, 28 Temmuz 1808 tarihinde öldürüldü. Cenazesi, Lâleli Camii avlusunda babası Sultan 3. Mustafa’nın yanına defnedildi.

Sultan 3. Selim, İlhami mahlasını kullanarak düşmanla savaşma azmini dile getiren şiirler yazmış, kötü gidişin tahta çıkmasıyla sona ereceğine dair inancını kağıda dökmüştür:

"Bâg-ı âlem içre gerçi pek safâdur saltanat
Vakf itsen bir kurı gavgâya câdur saltanat
Bu zamânun devletiyle kimse magrûr olmasun
Kâm alursan adl ile ol dem becâdur saltanat
Kesb ider mi vuslatun bin yılda bir âşık anun
Meyl ider kim görse ammâ bî-vefâdur saltanat
Kıl tefekkür ey gönül çarhun hele devrânunı
Geh safâ ise velî dâ'im cefâdur saltanat
Bu cihânun devletine eyleme zerre tama
Pek sakın İlhâmi zirâ bî-vefâdur saltanat"

İstanbul'daki sultanların öyküsünü öğrenmek isterseniz, Tarihin Soylu Anası: İstanbul yazımıza göz gezdirmenizi öneriyoruz.

29- IV. MUSTAFA (1807-1808)

Osmanlı sultanlarının yirmi dokuzuncusu Sultan 4. Mustafa, 8 Eylül 1779 günü İstanbul’da doğdu. Babası Sultan 1. Abdülhamid, annesi Nüketseza Kadın Sultan’dır. Tahta geçen 2. Mahmud, Yeniçerilerin onu tekrar tahta geçirmek istemesinden endişe duyarak kardeşi 4. Mustafa’yı 17 Kasım 1808 tarihinde boğdurttu. Kabri İstanbul Sirkeci 1. Abdulhamid Han Türbesi’ndedir. Osmanlı tarihinde Sultan 5. Murad'dan sonra en kısa süre tahtta kalan padişahlardandır.

İstanbul'daki sultanların öyküsünü öğrenmek isterseniz, Tarihin Soylu Anası: İstanbul yazımıza göz gezdirmenizi öneriyoruz.

30- II. MAHMUT (1808-1839)

Osmanlı sultanlarının otuzuncusu 2. Mahmud, 20 Temmuz 1785 tarihinde İstanbul’da doğdu. Babası Sultan 1. Abdülhamid, annesi Nakşidil Valide Sultan’dır. Adalet işlerine gereken önemi verdi, yeni kanun ve tüzükler hazırlattı ve bu sebeple kendisine “Adlî” unvanı verildi. Verem hastası olan 2.Mahmut 1 Temmuz 1839 günü, dinlenmek için gittiği kardeşi Esma Sultan’ın Çamlıca’daki köşkünde vefat etti. Büyük bir cenaze töreni ile halkın gözyaşları arasında Divan Yolu’ndaki türbesine defnedildi. Henüz küçük yaşlardan itibaren iyi bir eğitim alan, dönemin önemli şahsiyetlerinden farklı konularda özel dersler alarak yetişen 2. Mahmud, padişahlığı döneminde de edebiyat ile ilgilenmiştir. Adlî mahlası ile şiirler de yazmıştır:

"Ebrûlerinin zahmı nihândır ciğerimde
Gül ruhlerinin handeleri çeşm-i terimde
Sevdâ-yı muhabbet esiyor şimdi serimde
Takdîre ne çâre bu da varmış kaderimde"

İstanbul'daki sultanların öyküsünü öğrenmek isterseniz, Yedi Tepe İstanbul: Nuruosmaniye Tepesi yazımıza göz gezdirmenizi öneriyoruz.

31- KANUN ABDÜLMECİT (1839-1861)

Osmanlı sultanlarının otuz birincisi Sultan Abdülmecid, 25 Nisan 1823 günü doğdu. Babası Sultan 2.Mahmud, annesi Bezm-i Âlem Valide Sultan’dır. Osmanlı Devletinin son 4 padişahının babası olan Sultan Abdülmecid en çok sayıda oğlu padişahlık yapan Osmanlı sultanıdır. 25 Haziran 1861 tarihinde, 39 yaşında iken İstanbul’da Ihlamur Köşkünde veremden dolayı vefat eden Sultan Abdülmecid, Yavuz Sultan Selim’in türbesi yanındaki mezarına defnedildi.

Sultan Abdülmecit tarafından Nigoğos Balyan'a Küçüksu Kasrı yaptırılmış, inşaatı 1856 yılında tamamlanmıştır.

İstanbul'daki sultanların öyküsünü öğrenmek isterseniz, Yedi Tepe İstanbul 5: Yavuz Selim Tepesi yazımıza göz gezdirmenizi öneriyoruz.

32- ABDÜLAZİZ (1861-1876)

Osmanlı sultanlarının otuz ikincisi 8 Şubat 1830 tarihinde İstanbul’da doğdu. Babası Sultan 2.Mahmud, annesi Pertevniyal Valide Sultan’dır. Avrupa devletlerine resmi ziyaretlerde bulunan tek Osmanlı padişahıdır. Tahttan indirildikten birkaç gün sonra 4 Haziran 1876’da Feriye Sarayı’nda bilekleri kesilmiş bir halde bulunan padişahın tahtan indirilmenin üzüntüsü ile intihar ettiği söylenir. Ancak öldürülmüş olma ihtimali daha kuvvetlidir. Kabri İstanbul Çemberlitaş Sultan 2.Mahmud Hân Türbesi’ndedir. Pertevniyal Valide Sultan Camii, Sultan 2. Mahmut'un eşi ve Sultan Abdülaziz'in annesi olan Pertevniyal Valide Sultan tarafından 1869-1871 yılları arasında yaptırılmıştır. Sadabat Camii, İstanbul Haliç'in kuzeyinde Kağıthane deresi yanında 1863 yılında Sultan 1. Abdülaziz tarafından Sarkis ve Agop Balyan kardeşlere inşa ettirilmiştir.

Konya'daki Aziziye Camii, 1671-1676 yıllarında Şeyh Ahmet tarafından yaptırılıp yandığı için, 1867 yılında Sultan Abdülaziz'in annesi Pertevniyal Sultan tarafından yeniden inşa ettirilmiştir.

Aynı zamanda bestekâr, şair ve ressamdı:

"Ey müslümanlar dinlediniz feryat figan ettiniz
Dini İslam olmuşuz resula iman ettiniz
Ya buna nasıl dayansın Sultan Halife Abdul Aziz
Ümmet olmak böyle midir Hz. Peygambere
Hem ciğeri pareyi Fatıma, nuri çeşmi haydare"

İstanbul'daki sultanların öyküsünü öğrenmek isterseniz, Yedi Tepe İstanbul: Nuruosmaniye Tepesi yazımıza göz gezdirmenizi öneriyoruz.

33- V. MURAT (30 Mayıs-31 Ağustos 1876)

Osmanlı sultanlarının otuz üçüncüsü Sultan 5. Murad, 21 Eylül 1840 tarihinde İstanbul’da doğdu. Babası Sultan Abdülmecid, annesi Şevk-Efza Kadın Efendi’dir. Annesi Çerkezdir. 93 gün ile tahtta en kısa süre duran Osmanlı padişahıdır. Müzmin şeker hastası idi. Bu hastalığın vücudunda meydana getirdiği tahribatın neticesinde 29 Ağustos 1904’de öldü. Sultan 5. Murat, Yahya Efendi Hazretlerinin oraya defnedilmek istemişti ama o dönemin siyasi şartları ve ortamın karışık olmasından dolayı mezarının tahrip edilmesi veya zarar gelmesi endişesiyle Yeni Camii’deki Hatice Turhan Sultan türbesine defnedildi.

İstanbul'daki sultanların öyküsünü öğrenmek isterseniz, Yedi Tepe İstanbul 3: Süleymaniye Tepesi yazımıza göz gezdirmenizi öneriyoruz.

34- II. ABDÜLHAMİT (1876-1909)

Osmanlı sultanlarının otuz dördüncüsü Sultan 2. Abdülhamid, 21 Eylül 1842 tarihinde İstanbul’da doğdu. Babası Sultan Abdülmecid, annesi Tir-i Müjgan Kadın Efendi’dir. Tarihçi Somel'e göre, "Otokratik modernleştirme girişimleriyle modern Türkiye'nin altyapısını hazırlayan Osmanlı padişahıdır". 23 Aralık 1876'da Osmanlı'nın modern anlamda ilk anayasası sayılan Kanun-u Esasi yürürlüğe girdi. “Kızıl Sultan mı, Ulu Hakan mı” diye Osmanlı tarihinin en çok tartışılan padişahı olan 2. Abdülhamid, 10 Şubat 1918’de Beylerbeyi Sarayı’nda 76 yaşındayken yakalandığı zatürrenin ilerlemesi sonucu veremden öldü. Kabri İstanbul Çemberlitaş Sultan 2. Mahmud Hân Türbesi’ndedir.

Tahta çıktığında 300-400 kilometre olan demiryollarını Hicaz'a kadar uzatmıştır. İstanbul’un kültür zenginliğine tartışılmaz bir güzellik katan iki eski tren garı olan Haydarpaşa ve Sirkeci Tren Garı, 2.Abdülhamid’in dönemini simgeliyor. İstanbul’un Avrupa’ya açılan kapısı Sirkeci Garı’nın temeli, 11 Şubat 1888 günü büyük bir törenle atıldı ve gar, 3 Kasım 1890’da hizmete açıldı. Kadıköy'de rıhtımda bulunan Haydarpaşa Garı ise 1906-1908 tarihlerinde yapıldı. Alman mimarisine ait çizgiler taşıyan Tren Garları, 2. Abdülhamid’in demiryollarıyla ulaşıma olan inancının bir ürünü olarak gösteriliyor.


Dolmabahçe (1895), İzmir (1901) gibi pek çok yerde saat kuleleri yaptırarak çalışma saatlerini ülke çapında aynı hale getirdi. Öte yandan Müze-i Hümayun, Yıldız Sarayı ve Kütüphanesi, Haydarpaşa Tıbbiyesi, Şişli Etfal Hastanesi ve Darülaceze onun eserleridir.

İstanbul'daki sultanların öyküsünü öğrenmek isterseniz, Yedi Tepe İstanbul: Nuruosmaniye Tepesi yazımıza göz gezdirmenizi öneriyoruz.

35- MEHMED REŞAD (1909-1918)

Osmanlı sultanlarının otuz beşincisi Sultan Mehmed Reşad, 2 Kasım 1844 tarihinde İstanbul’da doğdu. Babası Sultan Abdülmecid, annesi Gülcemal Kadın Efendi’dir. 9 yıllık saltanatı süresince Osmanlı en buhranlı günlerini yaşadı. Balkan Savaşı bu dönemde başlamıştır. Müzmin şeker hastası idi. Şekerin vücudunda yaptığı tahribat sonucunda 3 temmuz 1918’de öldü. Kabri İstanbul Eyüp Sultan Reşâd Hân Türbesi’ndedir. Eyüp Sultan’da türbesi bulunan tek Osmanlı Padişahı da Sultan Mehmet Reşat’tır.


"Manzûme-i Garrâ-i Hazret-i Hilâfet-penâhî
Savlet etmişdi Çanakkal‘aya bahr ü berden
Ehl-i İslâmın iki hasm-ı kavîsi birden
Lâkin imdâd-ı ilâhî yetişip ordumuza
Oldu her bir neferi kal‘a-i pûlâd-beden
Asker evlâdlarımın pişgeh-i azminde
Aczini eyledi idrâk nihâyet düşmen
Kadr u haysiyyeti pâmâl olarak etdi firâr
Kalb-i İslâma nüfûz etmeğe gelmiş-iken
Kapanıp secde-i şükrâna Reşâd eyle duâ
Mülk-i İslâmı Hudâ eyleye dâim me’men"

İstanbul'daki sultanların öyküsünü öğrenmek isterseniz, Osmanlı’nın Manevi Mimarları: 9 Sultan ve 9 Veli yazımıza göz gezdirmenizi öneriyoruz.

36- MEHMED VAHDETTİN (3 Temmuz 1918-1 Kasım 1922)

Sultan Mehmed Vahdeddin 36. ve son Osmanlı padişahıdır. Babası Sultan Abdülmecid, annesi Gülistu Kadın Efendi’dir. Mustafa Kemal Paşa önderliğindeki Milli Mücadelenin başarıya ulaşması sonucu toplanacak olan Lozan görüşmelerine İstanbul Hükümetinin de davet edilmesi üzerine TBMM'nin 1 Kasım 1922'de aldığı karar ile 623 yıllık Osmanlı saltanatı sona erdirilmiştir. Son Osmanlı padişahı olan Vahdettin San-Remo’da 16 Mayıs 1926’da kalp krizinden öldü. Kabri Şam'da Selim Camii Kabristanlığındadır. Osmanlı Padişahları içerisinde yurtdışında mezarı olan tek Sultan Vahdettin’dir. Cenazesi Türkiye’ye getirilmek istenmişse de ailesi kabul etmemiştir, zira Suriye o dönemde Osmanlı toprağı olduğu için orası da vatan olduğunu belirtilmiştir.


"Felâket bâğını gezdim serseri
Feryâd u zârımı duyan kalmamış
Aradım o şâhin yiğit erleri
Yattıkları yerde nişân kalmamış"


Bu yazının ilhamını ve padişahların şiirlerini aldığımız Şiirin Sultanları sayfasından daha geniş bilgi edinebilirsiniz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder