19 Eylül 2023

Anadolu'nun Ahşap Camileri: Ankara, Konya, Eskişehir, Afyonkarahisar, Kastamonu


Mimari malzeme olarak genellikle kesme taşın kullanıldığı Anadolu-Türk mimarisinde, ahşap tavanlı olan ve bu tavanın ahşap desteklerle taşındığı camiler, özel bir yapı grubunu oluşturuyor. 13. ve 14. yüzyılda özellikle Anadolu’nun iç ve batı bölgelerinde inşa edilen bu yapılardaki ahşap kullanımı, Türklerin Orta Asya ve Horasan bölgesindeki mimari üslubunu hatırlatıyor. Yapı içlerindeki ahşap yüzeylerin “kalem işi” adı verilen süslemelerle bezeli olduğu bu camiler, dıştan sade görünümlerine karşın renkli bir iç mekana sahip...

Afyonkarahisar Ulu Camii (1272-77), Eskişehir Sivrihisar Ulu Camii (1274-75), Ankara Ahi Şerefeddin (Arslanhane) Camii (1289-90), Konya Beyşehir Eşrefoğlu Camii (1296-99) ve Kastamonu Kasaba Köyü Mahmut Bey Camii (1366-67), UNESCO Dünya Mirası Listesinde de yer alan “Anadolu’daki Ahşap Tavanlı ve Ahşap Destekli Camiler”in en üstün örnekleri...

ANKARA ARSLANHANE CAMİİ


İslam mimarisi Selçuklu ve Beylikler çağında Anadolu’nun orta ve iç batı kısımlarında kendine özgü ahşap cami tipini geliştirmiş. Ankara'nın Altındağ ilçesinde bulunan Samanpazarı’ndaki Aslanhane (Ahi Şerafeddin) Camii de, Anadolu Selçuklu dönemine ait ahşap camilerin en başarılı örneklerinden birisi kabul ediliyor.

Ahi Şerafeddin Camii, Selçuklu döneminde, Ahi Şerafeddin'in babası Ahi Hüsameddin ile amcası Ahi Hasaneddin tarafından 1289/1290 yılında yaptırılmış. Caminin kurucusu Ahi Şerafettin, caminin karşısında bir Selçuklu türbesinde yatıyor. Türbe duvarına gömülü bir antik aslan heykelinden dolayı Aslanhane Camii olarak da anılan yapı, Ankara'nın en önemli tarihi yapılarından biri...

Eğimli bir araziye konumlandırıldığı için farklı bir dış cephe düzenlemesine sahip. Yapı, arazi ile uyum sağlasın diye eğimin üzerine bir balkon oluşturulmuş ve bu balkonun altı doldurulmuş. Tek katlı cami, 24 ahşap ayak üzerinde duruyor.


Bu camiyi anlatmaya kelimeler yetmez. O yüzden hepsini buraya sıkıştırmayalım. Ankara’nın en eski ve en güzel örneklerinden birini gördüğümüz Aslanhane Camii’nin süsleme, mimari özellikleri ve tarihiyle ilgili bilgiler aktardığımız Ankara'nın Ulu Camisi: Aslanhane Camii yazımızı okuyabilirsiniz.

KONYA BEYŞEHİR EŞREFOĞLU CAMİİ


Bilindiği gibi, İslam mimarisi Selçuklu ve Beylikler çağında Anadolu’nun orta ve iç batı kısımlarında kendine özgü ahşap cami tipini geliştirmiş. Eşrefoğlu Camii, Beyşehir'de Beylikler dönemine ait, Anadolu'daki ağaç çatı ve ahşap direkli düz tavanlı ulu camilerin en büyüğü ve en görkemlisi. Eşrefoğlu Camii, Beyşehir Gölü’nün 100 metre kuzeyinde, Eşrefoğlu Mahallesi’nde yer alıyor. Cami, 1299 yılında bir türbe, kervansaray ve hamam ile bir külliye şeklinde, Eşrefoğlu Emir Süleyman Bey tarafından yaptırılmış. Şehir merkezinde geçmişten günümüze gelen en önemli tarihi değerlerimizden ve Eşrefoğlu Beyliği'nin yadigarı olan Eşrefoğlu Camii, genel olarak Selçuklu geleneğini devam ettirmiş.


Kuzey-güney doğrultusunda uzanan yapının harim kısmı, mihrap duvarına dik 7 sahın oluşturacak şekilde ahşap direklerle tanzim edilmiş. Orta sahın yan sahınlardan daha geniş tutulmuş. Tavanın ortasında aydınlık feneri olarak da adlandırılan hem iç mekana ışık verdiği, hem de zemindeki havuza dolan kar sayesinde ahşap aksamın ihtiyaç duyduğu nemi sağladığı düşünülen bir boşluk yer alıyor. Mihrap önü kubbesi Türk mimari geleneğini yansıtıyor.


İlk girişte insanı etkileyen anıtsal taç kapısı, üstün ahşap ve çini işçiliğiyle Selçuklu mimarisinin en güzel örneklerinden Eşrefoğlu Camii, yerli ve yabancı turistlerin ilgi odağında yer alıyor. Taç kapıdan firuze ve mor renkli çinilerle kaplı ara mekana, buradan da Türk çini sanatında tek örnek teşkil eden sırlı tuğla ve mozaik çini kaplı abidevi ikinci taç kapı ile camiye giriliyor.


Çini mozaik mihrap ve kündekari tekniğinde yapılmış minber caminin önemli süslemeleri. Camiyi, tek kılan özelliği ise büyük ölçüde özgün olan ahşap aksamı ve bu yüzeylerin üzerinde örneklerinin en başarılısı ve gösterişlisi olan kalem işleri... Ahşap sütunları doğal kök boya ile renklendirilmiş ve hala orijinal...

Konya'daki Ulu Camilerin öyküsünü öğrenmek isterseniz, Bozkırın Esrarlı Güzelliği: Konya yazımıza göz gezdirmenizi öneriyoruz.

ESKİŞEHİR SİVRİHİSAR ULU CAMİİ


Sivrihisar Ulucami, Selçuklu döneminden günümüze ulaşan, Anadolu’nun nadir ahşap direkli camilerinin en büyüğü... Sivrihisarlı kadı Leşker Emir Celaleddin Ali tarafından 1231-1232 yıllarında inşa ettirilen Sivrihisar Ulu Camii, Anadolu’da sayıları fazla olmayan ahşap direkli ve ahşap tavanlı camilerin en önemli temsilcilerinden biri. Yapı, bugünkü biçimine 1274 tarihinde Mevlana’nın müritlerinden ve 3.Gıyaseddin Keyhüsrev’in naiplerinden Emineddin Mikail tarafından kavuşmuş. Fatih Sultan Mehmet dönemi kadılarından, İstanbul’un ilk kadısı Hızır Bey bu camiyi 1440 yılında onartmış.

Dört giriş kapısı bulunan caminin duvarları kesme ve moloz taşla örülmüş. Caminin sağ ve sol kanadı üzerinde kitabeler bulunuyor.

Caminin çatısını 67 adet ağaç direk tutuyor.


Bu direklerin 19 tanesinin üzerinde mermer sütun başlığı var.

Direklerden bazılarının üst bölümleri, zamanın özgün ağaç oymacılığı ile işlenmiş olup rozet, palmet, geometrik ve bitkisel motiflerle bezenmiş.


Bu camiyi anlatmaya kelimeler yetmez. O yüzden hepsini buraya sıkıştırmayalım. Eskişehir’in en eski ve en güzel örneklerinden birini gördüğümüz Sivrihisar Ulu Camii’nin süsleme, mimari özellikleri ve tarihiyle ilgili bilgiler aktardığımız Gönül Dağı: Sivrihisar yazımızı okuyabilirsiniz.

AFYONKARAHİSAR ULU CAMİİ


Bilindiği gibi, İslam mimarisi Selçuklu ve Beylikler çağında Anadolu’nun orta ve iç batı kısımlarında kendine özgü ahşap cami tipini geliştirmiş. Biraz önce ele aldığımız Beyşehir Eşrefoğlu Camii Anadolu Beylikleri yapısıydı, Afyon Ulu Camii ise Anadolu Selçuklu yapısı...

Eski Afyon'un ortasında, kalenin bulunduğu tepenin güneybatısında yer alan Anadolu Selçuklu dönemine ait ahşap direkli Afyon Ulu Camii, 1272 yılında inşa edilmiş. Minaresi ise 14. asırda Yıldırım Beyazid devrinde yapılmış. Ulu Camii, 19. yüzyıla kadar Hoca Bey Camii ismi ile anılırken 19. yüzyıldan itibaren Camii Kebir (Ulu Camii) olarak anılmaya başlanmış.



Ulu Cami, moloz taş malzeme ile yamuk dikdörtgen biçiminde yapılmış. Anadolu Selçuklu döneminden günümüze ulaşan ahşap direkli camiler grubuna ait bir örnek olan Ulu Cami, özgün mimarisiyle devrin önemli yapıları arasında sayılıyor.


13. yüzyıl Selçuklu dönemi ağaç işçiliğinin güzel örneklerinden birisi olarak görülen ünlü Ulu Camii, 5 sıralı 40 ağaç direk üzerine toprak damlı olarak yapılmış. Toprak damı, daha sonraki onarımda bakır çatı ile örtülmüş.


Ağaç işlemeleri 1272 yılında Emirhac Bey yapmış. Hattat nakkaş Hacı Murat caminin tavan, direk başlık ve kiriş bedenlerindeki kiriş motiflerini işlemiş, aynı zamanda ayetler ile Esmaü-l Hüsna yazılarını yazmış. Aşı boyalı nakışlara sahip sütun başlıklarında, mukarnasların her birinin içine birer çiçek motifi yerleştirilmiş.





Mukarnaslı başlıklar, ahşap kirişler ve lambriler üzerinde geometrik, bitkisel, yazılı ve figürlü kalem işi süslemelerin varlığı bilinse de bu süslemelerden çok azı günümüze ulaşmış durumda. Caminin kuş ve horoz figürlerinin yer aldığı bilinen tek parçası da müzede bulunuyor.


Üç kapısı var. Minbere çıkış kapısı orijinalliğini korumuş. Minberin orijinal ahşap kapısı üzerinde yer alan kitabede, yapının ahşap işlerini yapan Neccar Emirihac Bey'in adı yazıyormuş.


Kapıdan içeri girince buram buram ahşap kokusu ve muhteşem bir atmosferle karşılaşılan bu camiyi anlatmaya kelimeler yetmez. O yüzden Karahisar'ın Eteklerinde: Afyon yazımıza göz gezdirmenizi öneriyoruz.

KASTAMONU MAHMUT BEY CAMİİ


Anadolu Selçuklu Devleti’nin parçalanmasından sonra kurulan beyliklerden biri olan Candaroğulları Beyliği döneminde 1366 yılında inşa edilen Mahmut Bey Camii, Anadolu’daki ahşap tavanlı ve ahşap destekli camilerin ender örneklerinden biri. Özellikle ibadet mekanındaki ahşap bölümlerin hiç çivi kullanılmadan geçme tekniğiyle birleştirilmesi ve ahşap yüzeyler üzerindeki “Kalem İşi” adı verilen süslemeler, yapıyı benzerlerinden ayıran en önemli özellikleri. Anadolu Türk Mimarisinde nadir görülen alçı mihrabı ile birlikte üstün bir sanatsal anlayışın örneği olan ahşap kapı kanatları, Mahmut Bey Camii’ni öne çıkaran diğer özellikler...

Kastamonu ve Karadeniz'in doğasıyla tatilinizi unutulmaz kılmak isterseniz, Batı Karadenizde Sonbahar: Karabük, Sinop, Kastamonu, Bartın, Zonguldak, Düzce, Bolu yazımıza göz gezdirmenizi öneriyoruz.

Bu ahşap camiler aynı zamanda UNESCO Dünya Mirası Listesinde de yer alıyor.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder