14 Eylül 2023

Akdeniz’den Karadeniz’e: Deniz Kaleleri

Antik çağlardan bu yana pek çok medeniyetin hüküm sürdüğü Türkiye, zengin doğası ve bitki örtüsünün yanı sıra tarihi hazinelere ev sahipliği yapıyor. Bu topraklardan gelmiş geçmiş medeniyetler ve devletler savunma, gözetleme ve ticaret amacıyla birçok kale inşa ederek Anadolu topraklarında kalıcı eserler bırakmış.

Ülkemizin sahillerinde asırlardır ayakta kalmayı başaran, UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi'nde yer alan  ve tarihin en büyük tanıkları olan kaleler, yazımızda sizleri bekliyor.

Cenevizliler, 11. ve 15. yüzyıllar arasında Akdeniz, Karadeniz, Atlantik Okyanusu ve Kuzey Avrupa’da ticaret kolonileri kurmuş ve kıyılarda kaleler inşa etmiş veya eski kale kalıntılarını onarıp kullanmış. Tarih boyunca önemli ticaret yollarının kavşağında yer almış Anadolu kıyılarında da Cenevizlilerin bir dönem kullandığı birçok yerleşim bulunuyor.

Bu yerleşimler arasında İstanbul’da Boğaz’ın Karadeniz çıkışında Anadolu Kavağının hakim bir tepesi üzerinde yer alan Yoros Kalesi ve bir kale yapısı olmamasına rağmen Cenevizlilerden kalan kentsel savunma sistemindeki önemi nedeniyle Galata Kulesi yer alıyor.


Karadeniz’de özellikle Cenevizliler döneminde ticari canlılığın merkezi olmuş Amasra Kalesi, ortaçağ havasını günümüze yansıtıyor. Romalılar tarafından inşa edilmiş ve sonrasında sırasıyla Bizanslılar, Cenevizliler ve Osmanlılar tarafından onarılarak kullanılmış. Sormagir ve Zindan kaleleri olmak üzere iki bölümden oluşan Amasra Kalesi, Kemere Köprüsü ile birbirine bağlanıyor.


Sinop kentinin kurulduğu yarımadada, limanda yer alan Sinop Kalesi MÖ 7. yüzyılda Milet'ten Sinop'a gelip koloni kuran göçmenler tarafından kenti korumak amacıyla kurulmuş. Roma, Bizans ve Anadolu Selçukluları döneminde birkaç kez onarılan kalenin 2 km uzunluğundaki surları, yarımadanın en dar olan boyun kısmını tamamen çevreliyor. Günümüzde bazı bölümleri ihtişamını koruyor.


Cenevizlilerin bir dönem kullandığı diğer yerleşimler arasında; günümüzde de Ceneviz Kalesi olarak adlandırılan, denizcilik ve ticarette önem taşıyan Akçakoca Kalesi sayılabilir. Düzce'nin Akçakoca ilçesinde Cenevizliler tarafından Karadeniz'den geçen ticari gemilerin güvenliğinin sağlanması ve denetlenmesi amacıyla inşa edilen Ceneviz Kalesi, geçtiğimiz yıllarda restore edilerek turizme kazandırılmış.


Ege’de ise Cenevizliler döneminde önemli bir ticaret limanı olan ve kentin savunmasında önem taşıyan Foça Kalesi ile sağlamlığı ve görkemli yapısıyla dikkat çeken Çandarlı Kalesi yer alıyor.

Dikili ilçesine bağlı Çandarlı mahallesinde yapım yılı tam olarak bilinmeyen Çandarlı Kalesi, Cenevizliler tarafından 14. yüzyılda restore edilmiş. Osmanlı devlet adamı Çandarlı Halil Paşa tarafından 15. yüzyılda yeniden restore ettirilen kale, sağlamlaştırılıp korunaklı hale getirilmiş. Çandarlı Kalesi; 5 kulesi, mazgalları, kapısı ve duvarlarıyla asırlara meydan okuyor.


2013 yılında Dünya Miras Geçici Listesine dahil edilen “Ceneviz Ticaret Yolu’nda Akdeniz’den Karadeniz’e Kadar Kale ve Surlu Yerleşimleri”ne 2020 yılında Çeşme Kalesi ile Güvercinada Kalesi ve Kuşadası Şehir Surları da eklendi. 

İzmir'in Çeşme ilçesi ile Sakız Adası arasında deniz ticaretinin güvenliği için ilk olarak 15. yüzyılda Cenevizliler tarafından inşa edildiğine dair izler taşıyan Çeşme Kalesi, Sultan 2. Bayezid zamanında, 1508-1509 yıllarında yapılan ilaveler ve onarımlarla büyütülerek Osmanlı kalesi olmuş. Ceneviz ve Osmanlı mimari üslubunun bir arada görüldüğü Çeşme Kalesi, günümüze kadar gelebilen Batı Anadolu'daki önemli kalelerden biri olma özelliği taşıyor.

Güvercinada Kalesi, Kuşadası'nın hemen kıyısında yer alıyor. Bir mendirek ile sahile bağlanan adada, sarp kayalar üzerine inşa edilmiş bir kale bulunuyor.


Türkiye'nin ve dünyanın önde gelen turizm kentlerinden Muğla'nın Bodrum ilçesinde yapımına 1415'te başlanan ve inşası 1523'te tamamlanan Bodrum Kalesi, 1895'e kadar askeri üs olarak kullanılmış. Görsel ihtişamı, şövalye kuleleri ve arkeolojik eserleriyle dikkati çeken Bodrum Kalesi; ülkemizin tek, dünyanın ise en önemli sualtı arkeoloji müzelerinden biri olan Bodrum Sualtı Arkeoloji Müzesine de ev sahipliği yapıyor.


Dünya Miras Geçici Listesinde yer alan bu Ceneviz Kalelerinin yanı sıra diğer denize nazır kalelerimizden de bahsedelim. İlk olarak, İstanbul sahillerinin ziyaretçileri büyüleyen kaleleri olan Anadolu Hisarı ve Rumeli Hisarı...


Anadoluhisarı semtinde, Göksu deresinin İstanbul Boğazı'na döküldüğü yerde inşa edilen Anadolu Hisarı, 7 bin metrekare alanda, boğazın en dar noktası olan 660 metre mesafedeki bölgesine 1395 yılında Osmanlı sultanı Yıldırım Bayezid tarafından yaptırılmış.


İstanbul'un Sarıyer ilçesindeki Rumeli Hisarı, 1452'de Fatih Sultan Mehmed tarafından inşa ettirilmiş. İstanbul Boğazı'nın kuzeyinden gelebilecek saldırıları engellemek için boğazın en dar noktasına yapılan ve 90 gün gibi kısa bir sürede tamamlanan hisar, dünyanın en büyük kale hurçlarını barındırıyor.


Çanakkale Boğazı'na hakim yapılardan biri olan Kilitbahir Kalesi, 1452'de İstanbul kuşatması sırasında Avrupalı devletlerin Bizans İmparatorluğuna yardım etmesini önlemek amacıyla Fatih Sultan Mehmed tarafından Çanakkale Boğazı'nın Avrupa yakasına, boğazın en dar yerine, Çimenlik Kalesi'nin karşısına yaptırılmış.


Sırada Akdeniz sahillerini inci gibi süsleyen kale yapıları olan Alanya Kalesi, Kız Kalesi, Payas Kalesi...


Antalya'nın Alanya ilçesindeki Alanya Kalesi'nin ilk iskan tarihi Helenistik döneme kadar uzansa da gerçek anlamda Selçuklular döneminde tüm görkemiyle anıtsal bir kale şeklini almış. Denizden ve karadan zor ulaşılabilirliği, doğal korunaklı olmasından dolayı çevresinde tarih boyunca kesintisiz yerleşim bulunan Alanya Kalesi, Anadolu'yu süsleyen Orta Çağ kalelerinden biri olarak varlığını sürdürüyor.


"Deniz Kalesi" olarak da bilinen Kız Kalesi, Mersin'in Erdemli ilçesi sahiline yaklaşık 600 metre uzaklıktaki küçük bir adacığın üzerinde 1199'da yaptırılmış. Yerli ve yabancı turistlerin ziyaret ettiği Kız Kalesi, UNESCO Dünya Miras Geçici Listesi'nde yer alan Korykos Antik Kenti'nin en tanınan yapısı olarak dikkati çekiyor.


Hatay'ın Payas ilçesi sahiline 1577'de gözetleme amacıyla yapılan Payas Kalesi'nden, Osmanlı Devleti döneminde gümrük kapısı olarak da yararlanılmış. Denize yaklaşık 50 metre mesafedeki kale, 2016'da restore edilip turizme kazandırılmış.


Akdeniz’den Karadeniz’e geçip buradaki kalelerden de bahsedelim. Giresun Kalesi, Pontus kralı 1. Pharnakes döneminde MÖ 185-169 yıllarında inşa edilmiş. Denize ters kaşık gibi uzanmış bir yarımadanın çevresi surlarla çevrilerek oluşturulan kale sarnıçlar, kuyular, şapeller, kaya kiliseleri ve sığınaklardan oluşuyor.


Zonguldak'ın Çaycuma ilçesine bağlı Filyos beldesinde bulunan Filyos Kalesi'nin Romalılar tarafından yapıldığı tahmin ediliyor. Kentin denize hakim bir noktası olan burun üzerinde kurulan kale, 2003'te Kültür ve Turizm Bakanlığınca onarılmış.


Denize nazır olmasa da 3713 km²‘lik ölçüsüyle Türkiye’nin en büyük gölü olan Van Gölüne hakim bir noktada kurulan Van Kalesi (Tuşpa), MÖ 9.-7. yüzyıllar arasında Doğu Anadoluyu yöneten Urartu krallığının başkenti... Zirvesinde Van Kalesi’nin adeta simgesi olan Süleyman Han Camii var. Süleyman Han Camii, Osmanlılar döneminde de bölgenin yönetim merkezi olarak kullanılan Van Kalesi’nin en üst bölümünde oldukça engebeli bir alanda inşa edilmiş. Minaresi ile Osmanlı'nın yöreye hakimiyetini gösteren sembol bir yapı... Buradan Van Gölü’ne baktığımızda “aynı deniz gibi” demekten kendimizi alamıyoruz.

Bu deniz kaleleri aynı zamanda UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesinde de yer alıyor.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder