'Haritadan yer beğen, çünkü her yer senindir. Her yer, yer benden sorulur diyenindir. Yer senden sorulur çünkü yer sana verilmiştir. Haritadan yer beğen, harita önüne serilmiştir.'
28 Eylül 2023
Miras Coğrafyalar: 48 Milli Parkımız
24 Eylül 2023
Salyangozun İzinde: Türkiye’nin 22 Sakin Şehri
Yaşamın kolay ve sakin olduğu şehirlere verilen ve “Sakin Şehir” veya “Yavaş Şehir” anlamına gelen Cittaslow, 1999 yılında İtalya’da kurulmuş, uluslararası bir belediyeler birliği hareketi. “Sakin Şehir” hareketi günümüzde 30 ülkeye yayılmış durumda. Bir kentin “Sakin Şehir” olması için Cittaslow felsefesine uygun hareket etmesi, nüfusunun 50.000 altında olması ve birliğe sunduğu başvuru dosyası üzerinden yapılan değerlendirmeden geçer puan alması gerekmekte. Bir kentin değerlendirmeden geçmesi için çevre, altyapı, sosyal uyum, kentsel yaşam kalitesi politikaları gibi kriterlerin yerine getirilmesi gerekiyor.
21 Eylül 2023
Dünya Miras Listesinde Türkiye: 21 Kültürel Miras
20 Eylül 2023
Dünya Miras Geçici Listesinde Türkiye: 79 Miras Adayı
19 Eylül 2023
Anadolu'nun Ahşap Camileri: Ankara, Konya, Eskişehir, Afyonkarahisar, Kastamonu
18 Eylül 2023
Kendi Medeniyetimize Doğru: 34 İlimizdeki Ulu Camiler
17 Eylül 2023
Anadolu'nun İlk Üniversiteleri: 17 Selçuklu Medresesi
Medreselerde eğitim ve yönetiminden müderris sorumluymuş. Büyük medreselerde birden fazla müderris bulunsa da içlerinden birisi yönetici seçilir, diğerleri eğitimi yürütürmüş. Müderrislerin mezhepleri vakfiyede belirtilirmiş. Fıkıh (İslam hukuku) dersinden müderris sorumluymuş, ilahiyat ve edebiyat derslerini ise diğer öğretim üyeleri verirmiş.
Müderrisler tarafından kıdemli öğrenciler arasından seçilen muidler ilk seviyedeki öğrencilerin eğitimiyle ilgilenirmiş. Öğrencilerin medreseye kabulü devletin emir ve iznine bağlıymış. Medreselerde eğitim süresi yaklaşık 3 yıl olup öğrenci sayısı ortalama 20-40 arasındaymış. Öğrenciler seçtikleri müderristen aldıkları eğitim sonunda icazet (diploma) alırlarmış.
Anadolu medreseleri açık avlulu ya da kapalı avlulu olarak inşa edilmiş. Yapının temel mimari elemanları dikdörtgen avlu ve buraya açılan eyvandır. Öğrenciler avluya açılan penceresiz hücre odalarında uyurlar, eyvanları ise dinlenme ve çalışma alanı olarak kullanırlar, dershanelerde eğitim alırlarmış. Avlunun ortasında genellikle bir havuz, şadırvan veya su kuyusu bulunurmuş.
Medrese, cami yanında bile olsa kendine ait mescidi olurmuş. Bazen de eyvanlardan birisi mescit olarak kullanılırmış. İlhanlı ve Selçuklularda medreseyi yaptıran şahısların mezarları medrese içerisindeki türbeye defnedilirmiş.
16 Eylül 2023
Anadolu'nun İlk Hastaneleri: Darüşşifalar (Şifahaneler)
Darüşşifalar hastaların tedavi edildiği, bununla birlikte tıp eğitiminin verildiği, çeşitli ilaçların geliştirildiği yerlerdi. Anadolu Selçuklu döneminde inşa edilen darüşşifalarla Osmanlı dönemi darüşşifaları farklılık göstermekle beraber; Osmanlı’nın, Selçuklu tedavi yöntemlerini esas alıp bu yöntemleri daha da geliştirerek darüşşifaları devam ettirdiğini görürüz.
Günümüzden 800 sene önce Anadolu topraklarında kurulan ilk darüşşifayla beraber, ilerleyen asırlar içinde Türkler eşi benzeri olmayan tıp eğitim sistemine imza atmış ve Avrupa’ya örnek olmuştur. Selçukluların Avrupa’daki Rönesans döneminin tıp eğitimine, hastane sistemlerine büyük örnek teşkil ettiğini özellikle vurgulamak lazım. Avrupa’da 1800’lerde bile akıl hastalarının işkence görüp dışlandığını düşündüğünüzde, 1200’lerde Bimarhanelerinde akıl hastalarını tedavi eden Selçukluların emsalsiz bir örnek olması takdire şayan...
Selçuklularda, saraylarda ve kervansaraylarda da darüşşifalar bulunmaktaydı. Dahası Melikşah’ın ordusunda seyyar bir hastane bulundurduğunu da göz önüne alırsak seyyar darüşşifaların varlığını da belirtmiş oluruz. Anadolu’da müthiş bir kervan ağı kuran Selçukluların, ticaret hayatını canlı tutabilmek için kervansaraylarında da böyle bir sağlık sistemi kurmuş olması şaşırtıcı değil elbet...
Osmanlı döneminde ise darüşşifaların varlığının devam ettiğini görürüz. Selçuklulardan aldıkları esas tedavi yöntemlerini geliştiren Osmanlı, “Külliye” dediğimiz sistem içerisinde darüşşifaların gelişimine devam eder. Bir cami çevresinde oluşmuş yapılar topluluğuna külliye dendiğini biliyoruz. Osmanlı, külliye içerisinde kurduğu darüşşifalarda hastaları tedavi ederken, bir taraftan da yetim ve yoksulların yiyecek, sağlık gibi ihtiyaçlarına cevap verecek şekilde sistem kurmuştur. Hem Selçuklularda hem de Osmanlı döneminde sağlık hizmetleri ücretsiz olarak verilmekteydi. Ayrıca gelen her kim olursa olsun din, dil, ırk ayrımı yapılmadan tedavi edilirdi.
15 Eylül 2023
Uzun İnce Bir Yolda: İpek Yolu'nun Kervansaray ve Hanları
14 Eylül 2023
Akdeniz’den Karadeniz’e: Deniz Kaleleri
13 Eylül 2023
Tarihin Tanıkları: 45 İlimizdeki Kaleler
7 Eylül 2023
Ruh Dünyamıza Yolculuk: Şehirler ve Manevi Sahipleri
Tatili fırsat bilip bulunduğumuz şehrin sıkıcılığı çekilmez olduğunda zamana inat yollara düşeriz. Çoğu kez yolun bizi götürdüğü yere giderken, bazen yanımıza aldığımız bir yol haritası bize kılavuzluk eder. Bu seyahatler genelde farklı mekânlar, yüzler görmek için çıktığımız kültür ya da dinlenme amaçlı geziler olur. Biz de kendisine farklı bir rota çizmek, ülkemizin birbirinden güzel şehirlerini ve her birinin içinde metfun bulunan manevi sahiplerini ziyaret etmek isteyenler için bir yol haritası çıkaralım istedik.
İçinizden nefes alıp verdiğiniz şehirden bambaşka diyarların manevi iklimlerine gitme isteği geçiyorsa, 'Şehirler ve Manevi Sahipleri' yol haritasını almadan yola çıkmayın deriz. Bu haritayla farklı iklimleri içinize çekerken, kendi ruh dünyanıza da yolculuk edebilirsiniz. Yanı başımızda duran ama bihaber olduğumuz bu mübarek mekânları ziyaret etmek için bu yazı önemli bir fırsat. Her ne kadar bu yazımızda bütün şehirlerimizin manevi büyüklerine yer verememiş olsak da Anadolu'nun zenginliği düşünüldüğünde 81 ilin neredeyse hepsinde bu manevi huzuru yakalayabilmek mümkün. Çıkacağınız bu yolculukta şimdiden huzur iklimine girebilmeniz dileğiyle...
Her toprağın manevi sahipleri var. O beldeye bereket veren, huzur veren, irşadını baki hayatlarında da devam ettiren Velileri var Rabbimizin. Bazen, aynı şehirde, aynı bölgede, hatta aynı mahallede olup da, makamlarını bilmediğimiz, haberdar olmadığımız Allah’ın sadık kulları onlar… Ömürlerini Hak yoluna adamış olan bu büyüklere tazim göstermek, onların kabirlerini ziyaret etmek, onlarla iletişime geçmek gibi bir haldir. Çünkü kabir ziyaretleri çok bereketlidir. Hele ki, Allah dostları olunca bu bereket katbekat artacaktır.
Hangi ilde isek, yahut ilçede, kasabada, köyde… Türkiye'de her il sınırı içerisinde en az bir makamı veya kabri olan Allah dostları, veliler, evliyalar vardır. Bir hafta sonu, onlardan birinin kabrini ziyaret etmek, onlardan beslenmek bizim dünya hayatımızda da, ahiret hayatımızda da nasiplenmemize vesile olacaktır.
Türbe ziyaretleri istismara açık bir konu. Yolun doğrusu, büyükler nasıl aziz oldu ve sevildi, bunu düşünmek. Biz büyüklerin huzurunda bunları düşünmeye çalışırız. O makama nasıl ulaşmış; adımlarını, eserlerini, talebelerini tefekkür ederiz. Büyüklerin huzurunda tefekkür etmek belki bizi büyütmez, fakat talip isek bize yol ve hedef gösterir. Rabbimiz onlar gibi yol almayı nasip eylesin...
Şehirler ve manevî sahiplerini ziyaret amaçlı çıkacağınız bu yolculuk sizi farklı dünyalara götürebilir. Her yerin bir sahibi, bir hamisi var. Ankara'nın sahibi zaten belli: Hacı Bayram-ı Veli hazretleri... Keza Harput: Arap Baba... Efendimiz'in Necaşi'yi İslam'a davet eden mektubunu taşıyan Hz. Amr İbni Ümeyye'yi (ra) Adıyaman'da ziyaret ederken, ülke sınırları içinde kısa bir Asr-ı Saadet yolculuğuna çıkabilirsiniz. Şanlıurfa'da Hz Eyyub'un (as) türbesinde onun çilesine ortak olup, istiğfar kapılarını aşındırma fırsatına sahip olmak büyük bir şans olsa gerek. Kimisi bir padişah hocası, kimisi sultanlara imamlık etmiş Bolu'da Akşemseddin, Bursa'da Üftade Hazretleri gibi evliyaların kabirlerinde bir Osmanlı rüyası görmek de mümkün... Dua ordusunun komutanları, hayatlarını İslam dinini daha iyi anlatabilmek için adayanlar... Onlar Allah dostları, gönül sultanları, Anadolu’nun manevi mimarları…
Söz sarrafı, gönül aynası Yûnus Emre Hazretleri'nin birbirinden değerli mısralarla anlattığı büyük gönül sultânı Ahi Evran Hazretleri'nden, ömrünü Hak ve ilim yoluna adayan Hacıveyiszâde Mustafa Efendi'ye; ilmi ve mâneviyâtıyla 18. yüzyıl tasavvuf ve kültür hayatını derinden etkilemiş Hazreti Pir Nûreddîn Cerrâhî'den, ezel dünyâsında verdiği söz üzere yaşayıp, ahde vefâsına tam bir sadâkatle, ebedî âlemin aşk-ı ateşiyle yanmış gönül sultânı Şeyh Vefâ Hazretleri'ne kadar İslam alimlerinin hayatları sizler ile buluşuyor.
Eskişehir, Bursa, Kütahya... Daha ötede Edirne... Biraz beri tarafta Amasya, Yozgat, doğuya doğru Sivas, Erzincan, Erzurum ve şanlı Van; az aşağıda Diyarbakır, Urfa... Sizler için, il il türbeleri ve makamları bulunan Allah dostlarının listesini yayınlıyoruz. Bu listede olmayan Allah dostları da mutlaka vardır. En iyisini Allah bilir...
6 Eylül 2023
Şairlerin Kaleminden: 81 Şehir, 81 Şiir
“Şehirler medeniyetlerin şiiridir” diye bir söz vardır. Medeniyetler kendilerini şiirin efsunlu diliyle şehirlerde ifade ederler. Şehri yaşayan ve yaşatan bizler ise yüzlerce hatta binlerce yılda yazılmış olan şiiri, yani onun mekana yansımış şekli olan şehri yeniden yorumlama ve asrın idrakiyle seslendirme sorumluluğunu taşımaktayız.
81 şehir için yazılan 81 şiiri plakaya göre sıraladık. Bazı şehirlerde ünlü şairlerimizin, bazı şehirlerde yerel şairlerin şiirlerinden bahsettik. Siz de şehriniz için bildiğiniz, sizi daha çok etkileyen, kendi seçtiğiniz bir şiir varsa yorumlar kısmından bizimle paylaşabilirsiniz. Bir şair cenneti olan Türkiye’nin şairlerini ve yazdıkları şiirlerin en meşhurlarını sizler için derledik.
5 Eylül 2023
Tarih Şeridi: Osmanlı Padişahları
4 Eylül 2023
Osmanlı’nın Manevi Mimarları: 9 Sultan ve 9 Veli
Osmanlı Devleti, kendisine kadar gelen İslam medeniyet fikriyatının pek çok alanda fiiliyata yansımasıdır. Türklerin İslam tasavvurunun kemâle ulaştığı devirlere, isim ve eserlere zarf olmuştur. Şüphesiz bu tasavvur, tasavvuf neşesiyle yoğrulmuş ve bu yakınlık saray ile tekkeler arasında da görülmüştür. Daha doğrusu sultanlar ile veliler arasında yaşanmıştır. Osmanlı Devletinde sultanlar ve veliler arasındaki yakınlık, pek çok alanda Osmanlıyı zirve noktalara taşımıştır. İbretle okunması dileğiyle…
3 Eylül 2023
İstanbul’un Manevi Muhafızları: 5 Gönül Sultanı
İstanbul Boğazı... İçinden deniz geçen şehrin hikâyesi bu medeniyetin bağrında saklı sanki... Ahmet Hamdi Tanpınar'a göre, şehr-i İstanbul'un kıyafetidir Boğaz: "Onun kendisine seçtiği elbiseye bürünürler. Bu bazen bir musikinin sırmadan hilatı olur, bazen sadece mehtabın sarı gülleridir, bazen yaşayan günün dilde ve damakta dolaşan lezzeti veya dört bir taraftan semt ve mahalle adlarının hayalimize birbiri ardınca sunduğu hatıralardır."
Osmanlı öncesinde bile defalarca elde edilmeye çalışılan, kuşatılan ve tüm dünyanın gözünün üstünde olduğu bir şehir İstanbul. Öyle ki Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed (s.a.v.) İstanbul için; “İstanbul mutlaka fethedilecektir. Onu fetheden komutan ne güzel komutan, o ordu ne güzel ordudur.” Hadis-i Şerifini layık görmüştür.
İstanbul defalarca İslam ordularınca kuşatıldığı için mi bilinmez ama ilahi bir şekilde İstanbul efsanelere konu olan evliyalara ve manevi zatlara ev sahipliği yapmaktadır. Bu maneviyatı sağlayan zatların da İstanbul’un Manevi Muhafızları olduğuna inanılır.
2 Eylül 2023
Yedi Tepe İstanbul 5: Yavuz Selim Tepesi
"Yedi tepe üstünde zaman bir gergef işler! Yedi renk, yedi sesten sayısız belirişler…" diye yazmış Necip Fazıl "Canım İstanbul" şiirinde. Nazım Hikmet hasretini "Yedi tepeli şehrimde bıraktım gonca gülümü." dizesinde dile getirmiş. Yahya Kemal de "Sana dün bir tepeden baktım aziz İstanbul!" dizeleriyle anlatmış. Daha nice şair ve yazara ilham vermiş yedi tepeli İstanbul...
Rivayete göre Roma İmparatoru Konstantin, o dönemde gökyüzünde güneş, ay ve 5 gezegenin olduğu gerçeğinden hareketle kenti 7 tepe üzerine kurmuş. Roma gibi Bizans ve Osmanlı da 7 tepeli kentin sınırlarını korumuş ve üzerine görkemli yapılarını dikmiş. İstanbul’un üzerinde kurulduğu yedi tepe, sur içi ya da Tarihi Yarımada da dediğimiz bölgede, yani fethedilen İstanbul’un tam merkezinde kalan bölümde yer alıyor. Edirnekapı’dan Sarayburnu’na uzanan üçgeni kapsıyor…
Aslında İstanbul'un yedi tepesi yok, Edirnekapı'dan biraz yükselerek giden yerler var. Yedi Tepe İstanbul tanımı, sur içinde kalan ve eski İstanbul'da belirgin olarak görülen hakim yedi tepeyi anlatıyor. Birinci tepede Topkapı Sarayı, ikinci tepede Nuruosmaniye Camisi, üçüncü tepede Süleymaniye Camisi, dördüncü tepede Fatih Camisi, beşinci tepede Yavuz Sultan Selim Camisi, altıncı tepede Mihrimah Sultan Camisi, yedinci tepede Haseki Külliyesi yer alıyor.
İstanbul’u “İstanbul” yapan Tarihi Yarımada’daki bu meşhur tepeleri ve burada bulunan en önemli eserleri gelin hep beraber keşfedelim. Bu yazımızda beşinci tepeyi keşfedeceğiz.
1 Eylül 2023
Yedi Tepe İstanbul 4: Fatih Tepesi
"Yedi tepe üstünde zaman bir gergef işler! Yedi renk, yedi sesten sayısız belirişler…" diye yazmış Necip Fazıl "Canım İstanbul" şiirinde. Nazım Hikmet hasretini "Yedi tepeli şehrimde bıraktım gonca gülümü." dizesinde dile getirmiş. Yahya Kemal de "Sana dün bir tepeden baktım aziz İstanbul!" dizeleriyle anlatmış. Daha nice şair ve yazara ilham vermiş yedi tepeli İstanbul...
Rivayete göre Roma İmparatoru Konstantin, o dönemde gökyüzünde güneş, ay ve 5 gezegenin olduğu gerçeğinden hareketle kenti 7 tepe üzerine kurmuş. Roma gibi Bizans ve Osmanlı da 7 tepeli kentin sınırlarını korumuş ve üzerine görkemli yapılarını dikmiş. İstanbul’un üzerinde kurulduğu yedi tepe, sur içi ya da Tarihi Yarımada da dediğimiz bölgede, yani fethedilen İstanbul’un tam merkezinde kalan bölümde yer alıyor. Edirnekapı’dan Sarayburnu’na uzanan üçgeni kapsıyor…
Aslında İstanbul'un yedi tepesi yok, Edirnekapı'dan biraz yükselerek giden yerler var. Yedi Tepe İstanbul tanımı, sur içinde kalan ve eski İstanbul'da belirgin olarak görülen hakim yedi tepeyi anlatıyor. Birinci tepede Topkapı Sarayı, ikinci tepede Nuruosmaniye Camisi, üçüncü tepede Süleymaniye Camisi, dördüncü tepede Fatih Camisi, beşinci tepede Yavuz Sultan Selim Camisi, altıncı tepede Mihrimah Sultan Camisi, yedinci tepede Haseki Külliyesi yer alıyor.
İstanbul’u “İstanbul” yapan Tarihi Yarımada’daki bu meşhur tepeleri ve burada bulunan en önemli eserleri gelin hep beraber keşfedelim. Bu yazımızda dördüncü tepeyi keşfedeceğiz.