30 Aralık 2018

Karadenizde Kış: Trabzon ve Rize

Doğusundan batısına dört bir tarafı bambaşka güzellikler ve şahane manzaralara ev sahipliği yapan ülkemizde, her mevsim büyüleyici portrelere şahitlik etmek de mümkün oluyor. Kış aylarında, bembeyaz karlarla örtülü şehirler, adeta birer görsel şölen sunmak için birbiriyle yarışıyor. Üşümeye aldırmadan karlı havaları heyecanla bekleyen ve içinde dur durak bilmeyen bir keşfetme arzusu olan herkes, kış gelince eve kapanmak yerine yepyeni serüvenlere merhaba diyor. Ülkemizin bu aylarda bambaşka güzelliğe bürünen yerlerini göz önünde bulundurunca kışseverlerin çok da haksız olduğunu söyleyemeyeceğiz. Özellikle büyükşehirlerde karla pek fazla karşılaşamayan bizler için de kar manzarasının tadını ve keyfini doyasıya çıkaracağımız yerlere ulaşmak, planlarımız arasında ilk sırada yer alıyor. 

Doğu Karadeniz, zengin doğa ve kültür varlıklarıyla, yaylalarıyla yaz aylarında biraz serinlik arayanlar için, kış aylarında ise kar tatili yapmak isteyenler için benzersiz seçenekler sunuyor. Her sene yazın yaptığımız Karadeniz seyahatimizi, bu sefer kışın yapıyoruz ve eşsiz manzaralara sahip yerlere bu yazımızda yer veriyoruz. İşte her anı fotoğraflamalık, kışın bütün ihtişamına tanık olabileceğiniz Karadeniz rotaları…

29 Ekim 2018

Biraz Doğa, Biraz Huzur: Nallıhan, Taraklı, Göynük, Mudurnu ve Bolu'nun Gölleri

Yol çağırdı önce, sonra yeşil ve sonra mavi… Uzun zamandır konuştuğumuz ama bir türlü gitmenin kısmet olmadığı bu seyahatte, Ankara’nın batısından Bolu'ya doğru tadı damağımızda kalan bir gezi gerçekleştirdik. Bolu'nun tarih kokan ilçelerini, mis gibi göllerini görmek istedik. Rengarenk yollar boyunca ilerledik; yeşil, kırmızı, kahverengi, altın sarısı yaprakları, ağaçları seyretmeye doyamadık.

Rotamızı belirlemiştik; önce Ankara'nın en batıdaki ilçesi ve İpek Yolunun şehirlerinden olan Nallıhan ve çevresini gezecek, sonra Sakarya'nın sakin ilçesi Taraklı'ya gidecek, oradan Bolu'nun çok güzel korunmuş sakin ilçeleri Göynük ve Mudurnu'ya geçecektik. Göynük'ün hemen yakınındaki Çubuk ve Sünnet Gölünü de görecek, Abant Gölü ve Yedigöller üzerinden turumuzu tamamlayacaktık.

Doğal bir zemine kurulu Bolu, Türkiye’deki en güzel şehirlerden biri. Yeşilin kucakladığı Bolu Marmara üzerinden İstanbul’a açılan bir kavşak üzerinde olmasına rağmen doğallığını bu denli koruyabilmiş bir şehir. Gerek birbiriyle güzellik alanında yarışan gölleri olsun, gerekse tabiat parkı ve ormanlarıyla olsun Bolu bozulmamış en doğal yerlerin başında geliyor. Kış turizmine de ev sahipliği yapan Bolu, İstanbul ve Ankara’ya yaklaşık 2 saat uzaklıkta, ulaşımı oldukça kolay bir yerde. Bolu kış turizmi ve doğal ortamıyla olduğu kadar kendine has Mudurnu, Göynük ve Seben kaya evleriyle de güzel bir şehir...

Yeşilin ve sarının her tonunu bulacağınız Yedigöller, tertemiz havayı içinize çekeceğiniz Abant, geleneksel Türk evlerini görebileceğiniz Göynük ve kaya evlerinin bulunduğu Seben ile Bolu insanın gerçekten içini açan güzellikte bir ilimiz. Suları dillere destan olan Bolu, muhteşem göllerinin yanı sıra kaplıcaları ile de meşhur. Fotoğraf tutkunuysanız binbir farklı kare ile karşılaşabilirsiniz. Bu kadar gezdikten sonra haliyle acıkacaksınız. Şanslısınız, çünkü Bolulular mutfakları ile gurur duyan bir halk. Orman kebabı, Mengen pilavı, etli mantı, fındık şekeri, höşmerim, odun ateşinde pişmiş hamur ve yeri geldikçe bahsedeceğimiz yemekleri ile ziyadesiyle karnınız doyacak.

1 Ekim 2018

Ankara'nın Turistik Yüzü: Beypazarı

Hafta sonunda Ankara’ya yakın bir yere gitmeye karar vermiştik. Evden biraz uzaklaşıp Ankara'nın hiç görmediğimiz ilçelerindeki güzellikleri görelim istedik. İpek Yolu üzerinde bir kavşak olan Beypazarı'nda karar kıldık. Beypazarı tüm gününüzü dolu dolu geçirebileceğiniz harika bir gezi rotası. Geleneksel kent dokusu, tarihi Osmanlı evleri ve kültürel renkleriyle örnek bir yerleşim olan Beypazarı, ziyaretçilerini tarihte sıra dışı bir yolculuğa çağırıyor.

1 Eylül 2018

Akdenizin İncisi: Batıdan Doğuya Antalya

Akdeniz rotamız Ölüdeniz - Kumluca - Antalya - Gazipaşa şeklinde gidiyor ama biz gelmişken her yeri didik didik gezelim dedik. 11 gün boyunca Akdeniz kıyılarında o sahil senin, bu mağara benim; şu kanyon senin, öteki vadi benim koşturup durduk. Akdeniz'deki en güzel rotaları, uğradığımız, konakladığımız yerleri ve gittiğimiz güzergahı sizin için yazdık.

Akdeniz ve tatil kelimeleri bir araya gelince akıllara hemen deniz-kum-güneş üçlüsü geliyor tabi. Fakat Akdeniz ve tatil kelimeleri bizde nedense normal tepkilere yol açmadığından, deniz-kum-güneş üçlüsü gezi planına sadece sıradan bir madde olarak girebildi. Bunda amacımızın sadece gezmek olmasının da etkisi vardır tabii ki ama, yine de gezi boyunca en çok zevk aldığımız anların mağaralarda, kanyonlarda, çok kimsenin bilmediği veya az ziyaretçisi olan koylarda, kumsallarda geçirdiğimiz zaman dilimleri olması, deniz-kum-güneş temelli tatil seçeneğinin bize hitap edemeyeceğini bir kez daha anlamamızı sağladı.

Bazen tesadüfen görürsünüz yol tabelalarını, bazen de günlerce araştırırsınız gideceğiniz yeri. Şimdiye kadar yaptığımız gezilerden öğrendiğimiz “Burası nasıl bir yer acaba?” deyip rotayı o yöne çevirdiğimiz yerlerin gizli kalmış cennetler olması...

Bazen de gizli kalan tarihimizle karşılaşıyoruz. Tarih kokan mekanlarda bulunmak, bir nebze de olsa o havayı solumak bize hep büyük bir keyif veriyor. Gittiğimiz güzel yerleri tekrar tekrar geziyoruz acaba kaçırdığımız bir şeyler var mı diye. Her defasında farklı sürprizler çıkarmaya devam ediyor büyük bir tarihi mirasa sahip olan antik kentlerimiz...

Arabaya binip geze geze, göre göre seyahat etmek gibisi var mı? Bir de gidilen yollar muhteşem manzaralar, tarih ve doğayla iç içe konaklama noktalarıyla süslüyse çok daha zevkli yolculuklar yaşatıyor. Tatilin en güzel kısmı yolda olmak diye düşünenlerdenseniz ve gezerek tatil yapmayı tercih ediyorsanız, hazır olun Akdeniz turumuz başlıyor…

25 Temmuz 2018

Karadeniz Yayla Turu: Trabzon, Rize ve Tokat


Yurt içi gezisi yaparak keşfedilecek o kadar harika yerler var ki… Yurt dışında çok gidilen yerlerde hissedeceğiniz pek çok güzellik bizim ülkemizde de mevcut. Hiç o kadar uzaklara gitmeye gerek yok...

Doğu Karadeniz, zengin doğa ve kültür varlıklarıyla, yaylalarıyla yaz aylarında biraz serinlik arayanlar için benzersiz seçenekler sunuyor. Yayla denilince akla Karadeniz, özellikle de Rize geliyor. Doğu Karadeniz dağlarının eteklerine konumlanan 200'den fazla yayla ve mezrası ile Rize doğal bir cennet gibi... Geleneksel evleri, oksijen kaynağı ormanları, kır çiçekleriyle kaplı alpin çayırlıkları, karlı dorukları, kuytuluklarda yer alan buzul gölleri ve şenliklerdeki tulum sesleriyle Rize yaylaları, önemli bir turizm merkezi aynı zamanda... Son yıllarda hızla artan Doğu Karadeniz turlarındaki yaylaların yarısından fazlası Rize'de. Rotanın çok büyük bir bölümü ise Kaçkar Dağları Milli Parkı sınırlarında...

Her sene yaptığımız Karadeniz seyahatimizi, Çamlıhemşin'in birbirinden güzel yaylarına yapıyoruz. Bu gezi yazısında; Karadenizde yer alan yaylalardan Ayder, Kavrun, Pokut, Sal, Elevit, Çatköy, Yaylaönü ve Sultan Murat Yaylası yer alıyor. Diğerlerini de en kısa zamanda eklemek ümidiyle sizi bu seneki rotamızla başbaşa bırakıyoruz.

1 Mayıs 2018

Bursa'nın İzleri: İznik ve Uludağ

1 Mayıs 2018 tatilini fırsat bilip gerçekleştirdiğimiz tadı damağımızda kalan Bursa ziyaretimizi üç bölüme ayırdık: İlk gün Bizans, Selçuklu, Osmanlı gibi birçok medeniyetin izlerini taşıyan İznik; ikinci gün Uludağ; üçüncü gün termal keyfi...

Türkiye’nin dördüncü büyük kenti olan ve Osmanlı’nın ilk başkenti unvanına sahip, Osmanlı kültürünün oluşum ve gelişim sürecinde öncü kent kimliğinin sembolü olan Bursa, eşine az rastlanır bir kültür ve tarih mirasına ev sahipliği yapıyor. Evliyalar diyarı, tarihi abideler şehri, tabii güzellikleri ve binlerce senedir bilinen şifalı kaplıcaları ile dünyaca isim yapmış.

Bursa’da insanı bir hafta oyalayacak kadar çok gezilecek yer var. Her ziyaretimizde yeni yerler keşfettik ve keşfetmeye devam ediyoruz. Tüm yazılarımız gibi bu yazıyı da, keşif yolculuğuna çıkacaklara vesile olmak ümidiyle yazıyoruz.

22 Nisan 2018

Gündüzü Seyranlık Gecesi Gerdanlık: Mardin

Mardin; gündüzü seyranlık gecesi gerdanlık, taşın başkenti, çok kültürlü hoşgörü kenti… Dahası da var ama Mardin kısacık cümlelere, sloganlara indirgenebilecek bir kent değil. Mardin, zenginliğinin keşfetmekle bitmeyeceği derin mi derin bir kültür mirası. Mezopotamya’nın en eski şehirlerinden biri olan Mardin, birçok eski medeniyete ev sahipliği yapmış. Tarihi, turistik, mimari ve görsel değerleriyle dünyanın sayılı sit kentlerinden biri olan Mardin, adeta bir açık hava müzesi durumunda...

Birçok Güneydoğu Anadolu şehri gibi Mardin’e de “Doğunun Paris’i” denildiğine rastlarız genelde. Mardin'e yapılan haksızlıklardan biri. Kendi kendine yetememezlik ve aşağılık komplekslerimiz nedeniyle, ille de Batı ile karşılaştırmamız lazım ya hani. Yazımızın başında bir tavsiye; gönlünüzü de Doğuya, ışığa yöneltip öyle gelin Mardin’e...

Mardin’e gelmek isteyenlerin en başta tedirgin oldukları şey güvenlik meselesi. Biz de seyahatimizin başında bu konuda epey nasihatlar aldık. Fakat en ufak bir kuşku ve korku duymadık. Gördüklerimiz ve orada hissettiklerimiz ise bizi asla yanıltmadı. Sımsıcak renkler içerisinde dar sokaklarda kaybolmanın keyfi ne zaman aklımıza gelse, bir âh çekeriz...

“Duvarların dili olsa da konuşsa” denir ya hani... Bir taşın nasıl dile geldiğini, onu gönül ile dinlerseniz ne hikayeler anlatabileceğini gördük Mardin’de. “Taş kalpli” deriz bir de, nasıl da ayıp edermişiz meğer taşlara...

21 Nisan 2018

Dicle'nin Şehirleri: Diyarbakır ve Hasankeyf

İslam aleminin Mekke, Medine, Kudüs ve Şam'dan sonraki 5. Harem-i Şerif'i kabul edilen Diyarbakır, sayısız manevi hazineyi topraklarında barındırıyor. Batman’ın görünüşte küçük, tarihiyle büyük ilçesi Hasankeyf ise antik dönemlerden günümüze kadar ulaşmış bir açık hava müzesi. Antik Roma’dan Sasanilere, Bizans’tan Arap egemenliğine, Selçuklulardan Osmanlıya kadar çok sayıda kadim uygarlığa ev sahipliği yapmış olan Hasankeyf, bünyesinde 12 bin yıllık tarihi barındırıyor. Kendine özgü tarihi dokusu ve doğal güzellikleriyle Hasankeyf, büyüleyici bir atmosfer sunuyor.

20 Nisan 2018

Kralların Taşlaştığı Yer: Nemrut

Nemrut'u, Arsemia'sı, milattan önceki tarihlere uzanan ilk yerleşimleriyle pek çok medeniyetin merkezi olmuş, bereketli çehresi, büyüleyici atmosferi ile Anadolu'nun en görülesi şehirlerinden biri Adıyaman. Nemrut Dağı Milli Parkının yer aldığı Kahta ilçesi de medeniyetlerin doğuş yeri olan Mezopotamya'ya yakınlığı nedeniyle tarih süreci içerisinde sayısız medeniyete ev sahipliği yapmış.

15 Nisan 2018

Bereketli Hilalin Kalbi: Şanlıurfa, Harran, Halfeti



Tek bir şehir yerine, birçok yeri hızlı ve kolay bir şekilde görebileceğimiz birkaç bölgeyi gezerek seyahat etmenin tadı bir başkadır. Bu seneki seyahat rotalarımızın ilki Güneydoğu Anadolu Bölgesi. Bu seferki rotamız Şanlıurfa - Gaziantep - Nemrut - Diyarbakır - Hasankeyf - Mardin şeklinde gidiyor ama biz gelmişken her yeri didik didik gezelim dedik. 10 gün boyunca Güneydoğu Anadolu Bölgesinde koşturup durduk. İzin günleri az, görülecek yer çok; bu yüzden en fazla görülmeye değer yerleri gezebildik. Adı üstünde; bereketli hilalde dünyanın başka hiçbir yerinde göremeyeceğiniz en güzel rotaları, uğradığımız, konakladığımız yerleri ve gittiğimiz güzergahı sizin için yazdık.

Mezopotamya ile Anadolu’nun arasında yer alan ve derin kültürüyle antik çağlardan günümüze kadar önemini hiç yitirmemiş şehirler, olağanüstü arkeolojik buluntular ve geleneksel lezzetler eşliğinde Anadolu’nun geçmişine yolculuk yaptık: Şanlıurfa’da sıra gecesi, saklı cennet Halfeti'de tekne turu, tarih ve lezzet durağı Gaziantep, Nemrut Dağında gün doğumu, maalesef keyfi kaçmış Hasankeyf ve efsunlu havası ile Mardin…

11 Mart 2018

Bozkırdaki Orman: Kızılcahamam Soğuksu Milli Parkı

Hafta sonunda Ankara’ya yakın bir yere gitmeye karar vermiştik. Evden biraz uzaklaşıp Ankara'nın hiç görmediğimiz ilçelerindeki doğal güzellikleri görelim istedik. İstanbul yolu üzerinde bir kavşak olan Kızılcahamam'da karar kıldık. Ankara’nın doğal güzelliklerinden bahsedecek olursak temiz hava, doğa ve piknik denildiği zaman akla gelen ilk yerlerden biri Ankara'nın kuzey kısmında yer alan Kızılcahamam ilçesidir. Kızılcahamam sınırları içerisinde bulunan Soğuksu Milli Parkı, bozkır iklimine sahip İç Anadolu Bölgesinde yer alan Ankara’da çam ağaçları ile döşenmiş nadir bir ormanlık alandır. Dört mevsim doğada zaman geçirip, temiz havayı ciğerlerine çekmek isteyen Ankaralılar için klasik rotalar arasında yer alır Soğuksu Milli Parkı. Yılın hangi dönemi giderseniz gidin, muhteşem bir görsel şölen sizleri bekliyor olacak Soğuksu Milli Parkı ve çevresinde. Barındırdığı canlı çeşitleri ve reçine kokulu çam ormanları ile başkentin akciğeri olan Soğuksu Milli Parkı, şifalı suları, kekik ve çam balı ile şifa kaynağı aynı zamanda. Modern turistik termal tesisleri ile sağlıklı ve huzurlu bir tatil de yapabilirsiniz burada...

1959 yılında milli park statüsüne kavuşan Soğuksu, Ankara şehir merkezine 80 kilometre uzaklıkta. Soğuksu Milli Parkı, şehir merkezine yakınlığı sebebiyle bölgede trekking, piknik, doğa fotoğrafçılığı ve kampçılık gibi aktiviteler için tercih edilen yerlerin başında geliyor. Ankara'ya yakın olması hem avantaj hem dezavantaj teşkil ediyor. Ankara'da gidilebilecek nadir doğal alanlardan bir tanesi ama maalesef burayı da hor kullanmaya devam edersek doğallığı kalmayacak...

3 Mart 2018

Ankara'nın Manevi Mimarı: Hacı Bayram-ı Veli


Ankara ile ilgili kanaatlerin genellikle Ankara’nın yapaylığı, tarihî bir yönünün olmadığı ve her yönüyle soğukluğu yönünde olması, esasında Ankara’ya sadece yüzyıllık bir perspektif ile bakıyor oluşumuzdan ileri geliyor. Bu yaygın kanaatin haksız olduğu söylenemez, hatta başkent olmazdan evvel Ankara’nın, hele bir de İstanbul ile kıyaslandığında silik, sönük bir Anadolu kasabası görüntüsü inkâr edilemez. Ancak, Ankara başkent olmasının ötesinde, Selçuklu ve Osmanlı'nın merkez şehirlerinden biridir. Ayrıca, Ahmet Hamdi Tanpınar’ın Beş Şehir’inde de dikkat çektiği gibi Ankara, “destanî ve muharip” kimliğini bilhassa İstiklal Harbi yıllarında, hem coğrafî özellikleri ile hem de merkeziliği bakımından kazanmış bir şehirdir. Anadolu’nun orta yerindeki bu beldenin yüzyıllar öncesine uzanan, önemli işlevleri olan manevî bir merkez olması da göz ardı edilmemeli...

Ankara’nın durgun bir mahzunluğu vardır... Savaş Barkçin'in dediği gibi Ankara bir bozkır şehri olarak, yani tefekkürü kamçılayan sonsuz ve yalın boşluğun bir parçası olarak daima insana tevazu hissettirir. Fakat bir İstanbul kadar enerji vermez insana veya bir Konya kadar kuşatıcı değildir. Ama kendi halinde, mahzun bir yalnızlığı bahşeder. Bunun için Ankara, kendini ve Rabbini düşünen birisi için müthiş bir halvethanedir aynı zamanda... İnsan; kimse bilinmeden, kimseyi bilmeden, kendi halinde içini yeşertebilir bu bozkırda... Ankara memur şehri olduğu için burada tevazu bir mecburiyettir bir yandan...

Hacı Bayram-ı Velî, Ankara’nın soğuk yüzünün arkasında, derinlerde saklı bir hazine olarak manevi sıcaklığını asırlardır hissettiren bir ocak olma hükmünü hâlâ sürdürüyor. Hacı Bayram-ı Velî Camii, Ankara gibi elbette bizim de merkezimiz... Bunca gürültünün arasından sıyrılıp Ankara'nın kalbi Hacı Bayram-ı Veli'yi bulunca rahat bir nefes alıyor insan. Ne zaman onu ziyaret etsek içimizi bir huzur kaplıyor...

1 Ocak 2018

Ruhaniyetli Şehir: Bursa

Bursa doğası, gölleri, Marmara denizi, Uludağı, Ulucami, tarihi ve kültürel ögeleriyle sürekli olarak turistlerin ziyaret ettiği şehirlerden biri. Yılbaşı tatilini fırsat bilip gerçekleştirdiğimiz tadı damağımızda kalan Bursa ziyaretimizde, merkezdeki en sevdiğimiz yerleri görelim istedik. Bursa sırlı şehirlerden, hemen kendini keşfetmemize izin vermiyor. Her ziyaretimizde yeni yerler keşfettik ve keşfetmeye devam ediyoruz. Tüm yazılarımız gibi bu yazıyı da, keşif yolculuğuna çıkacaklara vesile olmak ümidiyle yazıyoruz.