14 Temmuz 2022

Niyet Hayır, Akıbet Hayır: Çamlıdere

Güzel kentimiz Ankara, her noktası ile ilgi çekicidir. Bizim için telaşı bile ayrı güzel olan kent, çok sayıdaki ziyaret noktası ile de gönülleri fethetmektedir. Ankara’nın Çamlıdere ilçesi de ziyaret edebileceğiniz duraklara ev sahipliği yapmaktadır. Yolunuz Ankara’ya düştüğünde zaman ayırarak Çamlıdere ilçesini gezerseniz, pişmanlık duymazsınız.

Tarih boyunca birçok medeniyete ev sahipliği yapmış olan Ankara’nın saklı cennetlerinden birisi olan Çamlıdere ilçesi, son zamanlarda ismini duyuran bir tatil noktası olmaya başlamış bir ilçedir. Şehir merkezine 100 km uzaklıkta yer alan Çamlıdere, bünyesinde barındırdığı dikkat çekici konaklarının tarihi dokusu ile görenleri kendine hayran bırakmaktadır.

Çamlıdere, yemyeşil ormanlık alanlarla kaplı çevresi ile hem doğa hem de tarihi gezi turizmini mümkün kılmaktadır. Diğer ilçelerin aksine Çamlıdere gezilecek yerler listesi kısa bir rota çizer. Ancak Çamlıdere, her biri doğanın içerisindeki tarihi dokuyu keşfetmek isteyenler için günler sürecek bir deneyime eşdeğerdir. Burada, Hz. Ömer’in torunlarından olan Şeyh Ali Semerkandi Hazretlerinin türbesini mutlaka ziyaret etmeli, zamana yolculuk yapan müzelerine uğramalı, tabiat parkları ve yaylalarını mutlaka keşfetmelisiniz. İşte size sıra dışı ilçe Çamlıdere rehberi...

Hafta sonu yola çıktığımız Çamlıdere ormanlarına kavuşmayı sabırsızlıkla bekliyorduk ama bizi bekleyen esas güzelliğin ilçenin kendisi olduğunun farkında bile değildik. Ta ki, Çamlıdere uzaktan görülmeye başlayana kadar. Yemyeşil orman içine serpiştirilmiş beyaz konaklar daha ilçeye varmadan güzel bir manzarayla karşıladı bizi.

Birbirinden güzel köyler, kasabalar, ilçelerle dolu Anadolu’nun parlamaya hazır yeni yıldızlarından biri başkentin eteklerindeki Çamlıdere... Dantel gibi bembeyaz duvarlarıyla restore edilmiş konaklar tertemiz sokaklara sıra sıra dizilmiş. Birbirinden özel hazırlanmış müzelerse bir ilçede görmeye çok da alışık olmadığımız türden. İlçeye yayılmış farklı temada birçok müze mevcut. Doğa ve Hayvan Müzesi, Oyun ve Oyuncak Müzesi, Emanetler Müzesi, Soba Müzesi ve Terazi Müzesi ile Çamlıdere ziyaretçilerine oldukça zengin bir zaman geçirme imkanı sunuyor. Özellikle çocuklu ziyaretçilerin Anadolu’nun eski yaşantısını çocuklarına rahatlıkla aktarabilecekleri, bunun yanı sıra hayvanlar hakkında bilgi verip nostaljik oyuncakları da birlikte inceleyecekleri bir ortam sunuyor.

Tüm bunların yanında ilçenin en önemli özelliği ise Hz. Ömer’in torunlarından Şeyh Ali Semerkandi’nin uzunca bir dönem bu bölgede yaşamış olması. Çamlıdere’nin her köşesinde bu manevi gücün etkilerini görmek mümkün oluyor. Şeyh Ali Semerkandi’nin ilçeye geldiği dönemleri anlatmak, 15. yüzyıl Çamlıdere’sini yansıtmak için de yine bir müze ve külliye mevcut. İlk önce buraya gidiyoruz. Bizi külliyenin kapılarının üstünde ve gözümüzün değdiği birçok yerde yazan Şeyh Ali Semerkandi’nin söylediği özlü sözler karşılıyor.

"Düşünmek en büyük ibadettir."
"Niyet hayır, akıbet hayır."
"Adalet bütün erdemlerin başıdır."

Bilge sufi Seyyid Ali b. Yahya es Semerkandi (1320-1457) Semerkand'da veya Isfahan'da doğmuş. Osmanlının kuruluş yıllarında Semerkand'da başlayıp Mersin Zeyne'de Anadolu evresine giren ve Ankara Çamlıdere'de noktalanan bu bereketli ömürde, makamının bulunduğu Zeyne ile mezarının bulunduğu Çamlıdere'deki külliyelerde vakıf ve eğitim hizmetleri gerçekleştirmiş.

Şeyh Ali Semerkandi öncü bir ilim ve tasavvuf insanı olarak, Moğol istilası sonrasında Anadolu'da başlayan yeni medeniyetin beyin yapıcılarından addedilir.

Tasavvuf hareketinin bilgi, ahlak ve aksiyon bütünlüğü içinde temsiline tanık olduğumuz Ali Semerkandi'nin iman, takva, salih amel bütünlüğüne vurgu yapan en önemli eseri Bahru'l-Ulum'a göre toplumsal değişme sadece söz ve dileklerle geçekleşmez. Bu bir hedeftir ve hedefe giden yolda cehd ve fedakarlık gerekir.

Değişik kütüphanelerde çok sayıda farklı yazma nüshaları bulunan Menakıbname'si onun yaşamıyla ilgili mübalağalı olmakla birlikte birçok detayı vermektedir. Bilinenin aksine Şeyh evlenmiştir. İstanbul Müftülüğü arşivlerinde 1880 tarihli kayıtta Keşan kadısı Çamlıdereli Ahmet Hulusi Efendinin onun torunlarından olduğu geçmektedir.

Fıkıhta Ebu Hanife'yi itikatta ise Maturidi'yi esas alır. Özlü sözlerinden anladığımız toplumsal sorunlara duyarlılığı, gerçekleştirdiği sosyo-ekonomik faaliyetleri (Başbakanlık arşivlerine göre Sığırcık Suyu, Su Değirmeni, Vakıf Araziler) ve Konstantin'i İstanbul yapan Ankara'nın beyin yapıcı faaliyetlerinde büyük rol oynamıştır.



Selam ona, öğrencilerine, cehdine, cihadına, mirasına...
Allah ruhunu yüceltsin...


Şeyh Ali Semerkandi türbesinin hemen yanında yer alan Emanetler Müzesinde, Şeyh Ali Semerkandi Hazretlerinin ilçeye bıraktığı emanetler sergileniyor. İçerisinde abdest almak için kullandığı ibrik ve altlığı, kendi elleri ile yaptığı sacayağı, Semerkandi vakfına ait pusat ve kılıçlar sergileniyor.

Burada kopyası bulunan, İslam dünyasının kutsal emanetlerinden Peygamber Efendimizin mührünün aslı halen Topkapı Müzesi kutsal emanetler bölümünde muhafaza ediliyor.

Evliyaullahtan Şeyh Ali Semerkandi hazretlerine ait olan sacayağı onun keramet alametlerindendir. Şeyh Ali Semerkandi hazretleri aldığı manevi işaret üzerine birçok beldede bulunur, fakat bulunduğu yerlerin aradığı manevi belde olmadığına kanaat getirince tekrar yollara düşer. Kızılcahamam'a bağlı Berçinçatak köyüne gelen Şeyh Ali Semerkandi hazretleri köyde ibadet için cami olmadığını görünce hemen bir cami inşaatına başlar. Cami inşaatına vahşi hayvanlar bile taş getirir, yardım ederler. Cami inşaatı tamamlanınca, daha önce elleriyle yaptığı ve yanından hiç ayırmadığı sacayağını fırlatması manen emrolunur. Sacayağı nereye düşerse Semerkandi hazretlerinin de oraya gitmesi emredilir. Şeyh Ali Semerkandi hazretleri elindeki sacayağını fırlatır ve sacayağı bugünkü Çamlıdere ilçe merkezine düşer. Bunun üzerine mübarek zat da Çamlıdere'ye gelerek yerleşir. Sacayağı düştüğü zaman kırılan bir ayağı ile birlikte bugüne kadar muhafaza edilmiş.

Türbenin arkasındaki tarihi meşe ağacı, yöre halkı için mistik bir öneme sahip. Şeyh Ali Semerkandi hazretleri, 1416 tarihinde dikilen bu meşe ağacının altında talebelerine ders verir, sohbet eder, nice sevenlerini ve misafirlerini ağırlarmış. Zaviyelerin eskiden ilim ve kültür ocağı, sanat ve zanaat merkezi, yolda kalmışların sığınağı, yolcuların mola yeri olduğunu düşünürsek bu meşe ağacı da insan ve doğa tarihine tanıklık eden, kuşaklar arasında bağ kuran birçok olaya şahitlik yapmıştır.

"Dünya sevgisine meyletmeyin!
Çünkü bu sevgi ok yaydan çıktığı gibi kişiyi imandan çıkarır."

Şeyh Ali Semerkandi Hazretlerinin 15. yüzyılda ilçeye geldiği dönem ve o dönemden görüntüleri sunan diğer bir müzede, Çamlıdere halkının yaşam tarzı da sergilenmiş. İçerisinde balmumu heykelinden yapılan yoğurtçu baba, sokak berberi, sokak satıcısı yorgancı, semerci ve marangoz gibi o dönemin esnaflarının günlük yaşantısı sergilenmiş. 

Özellikle kaybolmaya yüz tutmuş mesleklerin canlandırıldığı odalar hem yetişkinler hem çocuklar için oldukça nostaljik, bilgilendirici ve çok keyifli...

Medrese

Sokak berberi

Bir Çamlıdere hatıranız olsun istemez misiniz?

Şeyh Ali Semerkandi Hazretlerini ziyaret ettikten sonra Çamlıdere’nin bizi şaşırtan müzelerini sabırsızlıkla keşfe çıktık.

Şeyh Ali Semerkandi Külliyesinin karşısında yer alan Çamlıdere Oyun ve Oyuncak Müzesinde yaklaşık 3000 oyuncak varmış. Oyuncaklar bir trenin içinde sergileniyor.

Müzenin girişinde Çamlıdere evleri ve sokaklarında oyun oynayan çocukların maketleri bizi karşılarken, içerde de ahşaptan demire birçok oyuncak türü sergileniyor. 


Eski oyun türlerinin de sergilendiği müzede, büyükler nostaljiyi yaşarken çocuklar da hem eğlenebilir hem de zamanda yolculuk yaşatan bu oyun ve oyuncakları yakından inceleyip öğrenebilir.

Oyuncak Müzesinden sonra hemen yanındaki yeni açılan Soba Müzesini geziyoruz.

Çamlıdere ilçesinin ilk belediye başkanı olan Hafız Halil Okur'un 1930-1955 yılları arasında makamında kullandığı sobanın 22 kat büyütülmüş hali, müze olmuş.

3 katlı müzenin 23 metre yüksekliği, 15 metre genişliği var.

Belediyede kullanılan soba da müzenin girişinde bizi karşılıyor.

Müzede, 1800-2000 yılları arasında Osmanlı ve Cumhuriyet dönemlerinde kullanılan farklı modellerde 140 antika soba yer alıyor.

Bu sobaların en büyük özelliği manevi değerleri ve piyasada bulunmamaları...

Müzede sobalı hayatın canlandırıldığı bazı bölümler de var.

Müzenin en üst katında sobanın nasıl yandığını, yakıldığını, sobadan nasıl yararlanıldığını göstermek için sedirli bir oda yapılmış.

Burada oturup biraz dinlendikten sonra Çamlıdere’nin merkezine doğru inip bizi şaşırtan sokaklarını sabırsızlıkla keşfe çıktık.

Meydandaki büyük camiinin etrafı ziyaretçiler için oldukça keyifli hale getirilmiş.

Restore edilen Çamlıdere Kültür Evi ilçe yaşantısının geçmişinden çok güzel örnekler sunuyor.

Tarihi mimari yapısı ve tavan süslemeleri ile dikkat çeken yapı orijinaline uygun restore edilerek kültür evi olarak hizmete açılmış. Çamlıdere ilçesinin geçmişten günümüze kadar süregelen yaşam tarzını ve kültürünü anlatan müze günlük yaşamdan kesitler sunuyor.

Özellikle çocuklu ziyaretçilerin Anadolu’nun eski yaşantısını çocuklarına rahatlıkla aktarabilecekleri etnografya müzesinin yanında farklı temada iki müze daha mevcut. Hayvanlar hakkında bilgi veren Doğa ve Hayvan Müzesi ve Terazi Müzesi ile Çamlıdere ziyaretçilerine oldukça zengin bir zaman geçirme imkanı sunuyor. Şimdi sırayla bu müzeleri de gezelim.

Türkiye’nin ilk Doğa ve Hayvan Müzesi olan yapıda Çamlıdere coğrafyasında yaşayan yabani hayvanlar ya da hayvanat bahçelerinde doğal nedenlerle ölen hayvanlar mumyalanarak sergilenmiş.

Kızıl geyik

Yaklaşık 100 farklı hayvanın sergilendiği müzede özel ses sistemi efektleri kullanılmış.

Boz ayıların doğa içerisindeki seslerini duyma imkanı yakalayabiliyorsunuz.

Bozkurt sürüsü

Terazi Müzesi olan yapıda ise Roma, Bizans, Osmanlı ve Cumhuriyet dönemine kadar uzanan teraziler sergileniyor.

Şeyh Ali Semerkandi Hz.’nin adalete ve eli açıklığa verdiği önemi yaşatan müze geçmişten izler taşıyor.

Terazi deyince aklımıza Şeyh Ali Semerkandi Hz.’nin adaletle ilgili sözü geliyor:

"Yeryüzü ve gökler adâlet sayesinde ayakta durur."

19. yüzyılın ilk çeyreğine ait bir Avrupa terazisi...


Çamlıdere merkezinin yanı sıra çevresi ve doğa güzellikleri de ziyaretçileri çok mutlu edecek türden. Çamlıdere yaylasında yer alan ve manzarasıyla kendini sizlere hayran bıraktıran göletin etrafı orman ile ile çevrili olup doğa yürüyüşü ve doğa fotoğrafçıları için oldukça ideal...

İçerisinde manzaraya karşı hoş sohbet edebileceğiniz ve temiz havanın keyfini sürebileceğiniz kamelyalar, spor yapabileceğiniz koşu ve yürüyüş parkuru, çocukların açık havada sınırsızca eğlenmesi için çocuk oyun alanı mevcut...

160 dönüm arazi üzerine inşa edilen parkın çevresindeki ormanlardan belirli mevsimlerde (Temmuz ayında vardı) mantar toplanıyor ve halk tarafından satılıyor. Çamlıdere mantarına ithafen mantar şeklinde bir tesis de var. Burada kahvaltı ve yemek yiyebilirsiniz.

Çamlıdere gezi rehberi hazırlarken mutlaka dahil etmeniz gereken yerler arasında bulunan bir diğer mesire yeri ise Aluçdağı Tabiat Parkı. Deniz seviyesinde 1450 metre yükseklikte olan parkta, günübirlik ziyaretçilerin eğlenceli vakit geçirmeleri için piknik masaları var. Çamlıdere ilçe merkezine 10 dakika mesafedeki Aluçdağı Tabiat Parkı’na otomobil ile giriş 20 TL...

Çamlıdere'ye gelmişken barajına uğramamak olmaz. 1976-1985 yılları arasında Ankara'nın içme suyu ihtiyacını karşılamak için Bayındır Çayı üzerine inşa edilmiş.

Çamlıdere Barajına gelerek pikniğinizi yapabilir, balık tutabilir veya çevresinde trekking yaparak yemyeşil doğanın tadını çıkartabilirsiniz.

Dikkat etmeniz gereken en önemli nokta:
Ankara'nın içme suyudur, kirletmeyiniz.


Baraja kadar geldiyseniz buraya yakın olan Alicin Manastırına da uğrayabilirsiniz.

Navigasyon yanlış yollardan götürebiliyor, dikkatli olun. Anadolu Otoyolunun kenarındaki Alicin Kültürel Jeositi yolu takip edilip ulaşılabiliyor.


Asfalttan sonra yol toprak yola dönüyor, yaklaşık 3 km kadar gidiliyor.



Manastıra en yakın çıkmaz bir yolda duruyorsunuz ancak manastır yüksek dik bir yamaçta inşa edilmiş.


Gidilebilecek bir yol yok ancak tırmanarak ulaşılabilir ama tehlikeli bir tırmanış olur. Biz de her sorumlu kişinin yapacağı gibi bu işi profesyonel olarak yapanlara bırakıp dönüş yoluna geçiyoruz.


Çamlıdere gezimizi Ali Semerkandî (K.S)'nin sözleri ile bitirelim:

"Dünya sevgisini, içinden çıkar ve özgürleş”

"İnşa etmek, var olanı onarmaktan daha kolaydır”

"Dünya cam eşya gibidir hemen kırılır, yolcunun azığı gibidir hemen tükenir”

"Allah sesini yükselten kişiye buğzeder, kerih görür, sesini düşüreni sever”

"Yöneticilerin kötü muamelesine sabret, diren ve onlardan yüz çevir”

"Barış yurduna (cennete) çağrı, belli bir kesime değil bütün insanlığadır”

"Cami, surlar, köprüler gibi şeyleri imar etmek vaciptir, okul ve küçük nehir köprüleri gibisinin de yapılması gerekir. Zaviye ve hankah gibi yerlerin yapılmasında ise fayda vardır. 
Lakin hayra kullanılmayan yerlerin imarı ise haramdır.”

"Bütün mazlumlar, garipler bir millettir”

"Gaflet üç şeydedir: Allâh'ın zikrinden gaflet, güneş doğmasından sabah namazına kadar olan gaflet, kişinin dinde nefsinden olan gaflet. Dininden gafil olan kişi zarardadır.”

"Farisi hükümdarlarının pek çok kanallar yaptıkları, ağaçlar diktikleri, büyük binalar imar ettikleri ve bundan Rabbin hoşnut olduğu anlatılır”

"Marifet nurunla kalbimi doldur. Beni hedefi hak, maksudu hidayet olanlardan kıl”

"Mihrâb, şeytan (şeytani olan her şey) ile harb yeridir”

"Kişi her gün yüz kere dönse Allah tevvâb sıfatıyla tevbesini yine de kabul eder”

"Cennet ve ziyadesi vardır ayetinde cennetin ötesi, (tasavvuf düşüncesinin de üzerinde durduğu gibi rıza makamı) ruyet-i cemal makamıdır”

"Kapıdan secde ederek girin... Secde amellerin en faziletlisi ve nefsin isteklerini en çok kırandır”

"Sabır, nefsi haram ve mubahlara hapsetmektir”

"Ey Arif! Dünyayı terk etmek, özgürlüğe kavuşmak demektir. 
Kıyâmet günü iyi bir makam elde etmek, İslâma hizmet etmekle mümkündür”

"Namaz ibadetlerin en yücesidir, onu ikame eden dini ikame etmiştir, onu yıkan dinini yıkmıştır"

"İman ve salih amel cemedildiğinde zafer gelir. 
Başarının sırrı iman ve salih amelin bir arada olmasıdır."

"Doğru olan yolda yürüyen kaplumbağa, eğri yolda koşan attan başarılıdır”

"Cihan bağında ey akıl budur makbul insu cin, ne senden kimse incinsin ne sen kimseden incin”

"Balık suda yaşar su nedir bilmez”

"Gün olacak bütün dünya Çamlıdere’ye dolacak”


Çamlıdere, Ankara kentinin bozkırının ormanlık alanlara açıldığı bir geçiş noktasında bulunduğu için doğal güzellikleri ile gezilecek yerler arasında öne çıkmayı başarmış. Keşfe çıkılması gereken tarihi yerlere de ev sahipliği yapıyor. İlçeye ait çok ilginç özelliklerden biri de dünyanın 5. büyük fosil ormanına sahip olması. Milyonlarca yıl öncesine ait fosil taşlar yöre halkının işlemesi ile akik taşına ve ondan da birbirinden şık takılara dönüştürülüyor.

Gezi rehberi hazırlarken dahil edebileceğiniz gezilecek yerler listesi, Çamlıdere ile sınırlı kalmayıp, çevresinde keşfe çıkabileceğiniz farklı turistik noktalar da bulunuyor. Buraya kadar gelmişken yönünüzü yarım saat uzaklıktaki kaplıcaları ile ünlü Kızılcahamam’a da çevirebilirsiniz. Bozkırdaki Orman: Kızılcahamam Soğuksu Milli Parkı ve 'Anadolu' isminin doğduğu köy: Kızılcahamam Taşlıca yazılarımızı okumadan gitmeyin.

Anadolu’muz Çamlıdere gibi daha nice zenginliklerle dolu ancak yeterli değer verilmediği için bazılarını fark edemiyoruz bile. Çamlıdere bu anlamda gerçekten örnek alınması gereken bir vizyona sahip. En kısa sürede böyle ilçelerimizin çoğalarak artması ve saklı kalmış zenginliklerimizin gün yüzüne çıkması dileğiyle...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder