17 Nisan 2023

Lale Mevsimi: İstanbul Emirgan

İlkbaharı İstanbul'da karşılamak ister misiniz? Nisan ayının gelmesiyle İstanbul'da laleler açmaya başladı. Her yıl Nisan ayında Emirgan Korusu başta olmak üzere Ayasofya ve Sultanahmet Cami, Gülhane Parkı gibi yerler rengarenk lalelerle süslenmiş oluyor. Lalelerin yaklaşık 1 aylık ömrü var ve Mayıs ayının ortalarında artık pek lale kalmıyor. Lale ekimi ise sonbaharda Eylül ve Aralık ayları arasında yapılıyor. Lale kışın uzun bir süre soğan halinde kaldıktan sonra Mart-Nisan ayında çiçeklenmeye başlıyor. Aslında sadece bahar aylarında gördüğümüz lalelerin neredeyse tüm yıl boyunca süren bir yolculuğu var. Şimdi sizi Emirgan Korusuna yaptığımız yolculukta renklerine hayran olduğumuz lalelerle baş başa bırakalım. Bu geziye çıkmadan önce İskender Pala’nın Katre-i Matem kitabını okumanız İstanbul ve lalelere bakışınızı güçlendirecektir.

Beyaz Köşke çıkarken...




Yapay göletler...

Güneşlenen kaplumbağalar...

Su perdeleri...


Sarı Köşk...

Yapay gölet ve şelaleler...




Tarihi eserler...


Ve boğaz manzarası...


Ümit Yaşar Oğuzcan'ın İstanbul Yoktu Sen Olmasaydın şiiri ile yazımızı bitirelim:

Ben nice İstanbul’lular gördüm sana gelinceye kadar
Kirli paçavralara benzerdi insanları
Dostluktan, vefadan yoksun.
Bölünmüş, dağılmış, parçalanmış
Ve her biri kendi ağırlığıyla ezilmiş,  yorgun.
Yüzümde dolaşan birer iğrenç böcekti gözleri
Bir tutsam
Yapışır kalırdı ellerime en çirkin yerleri
Evlerinde bulduğum yalnızlık
Sokaklarında bulduğum upuzun bir kahırdı.
Günler boyunca
Bir başka karanlık gelirdi
Karanlığın biri kaybolunca
Güneşler doğardı görmezdim.
Bir ses durmadan ölüme çağırırdı beni
Bilmezdim bu şehirde senin yaşadığını.
Bilmezdim...

Zindandı bütün meyhaneler
Duvarlar karaydı
Köhne bir Bizans eskisiydi İstanbul sensiz.
Semt semt bir ağır yorgunluktu
Sürekli bir aldanıştı sokak sokak
Benden en uzak sevgilerde yaşadım yıllarca
O büyük yalanlarda yaşadım.
Senden habersiz  bir ölü gibi
Senden uzak zamanlarda yaşadım.

Mabetler yıkıldı içimde
Umutlar hayaller yıkıldı
Bir gün bütün İstanbul yıkıldı.
Sokaklar kaydı ayaklarımın altında
Gün oldu kalabalık meydanlarında inançlarım yıkıldı
Gün oldu
Gözlerime çiviler çakıldı merhametsiz.
Toz toz oldum, duman duman oldum
Aldığını geri vermedi yıllar
Yitirdim kendimi bu rezil şehirde
Seni buluncaya kadar.

Eskiden bir lale hatırlardım
Yada mavi mavi bir deniz İstanbul denince
Serin rüzgarlar okşardı saçlarımı
Rıhtımlar balık balık kokardı.
Ne zaman
Yumsam gözlerimi bir gemi kalkardı.
Vapur düdükleri durmadan öterdi.
Eskiden bir İstanbul vardı bilmediğim
Bana yeterdi.

Sonra kaç yıl yaralı bir hayvan gibi
Gezdim sokaklarında
Sonra kaç yıl bir sevgi aradım
İstanbul’u aradım.
Belki de seni aradım bilmeden
Ayaklarımın dibinde denizler can çekişti
Şehirler parçalandı
Bir çağ öldü gözlerimin önünde
Benim en güzel çağım öldü.
Bizi topraktan yarattılar
Gel gör ki...
Bu şehirde
Benim toprağım öldü.

Seni aradım bu şehirde yıllarca
Yana yakıla seni..
Sen kimdin, sen neredeydin kim bilir.
Hep böyle sensiz miydi bu şehir.
Bu şehir İstanbul muydu?
Öyleyse sensiz yaşanmazdı bu şehirde
Gemiler demir almazdı
Trenler işlemezdi
Sen olmasaydın
Bir ömür bitip
Yepyeni bir ömür başlamazdı içimde
Bahar gelmezdi
Ağaçlar çiçek açmazdı
Seni bulmasaydım
Ve ben yoktum
İstanbul yoktu
Sen olmasaydın.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder