6 Şubat 2023

Taş Gerdanlıklar: 30 İlimizdeki Tarihi Köprüler


Herhangi bir engelle ayrılmış iki yakayı, kıyıyı veya vadiyi birbirine bağlayan geçitler olarak anılan köprüler, medeniyetlerin gelişmesine ve birbirleriyle ilişkiye geçmesine araç olmuş. Tarih boyunca, Anadolu’nun coşkulu akarsularını aşmak için çok sayıda köprü inşa edilmiş. Sadece işlevsellikleri ile değil mimari ve estetik görünüşleriyle de ilgi çeken bu yapılar, Türkiye’nin kuşaklar boyunca aktarılan kültürel mirasını oluşturuyor. 

Üç tarafı denizlerle çevrili, içerisinde de çok fazla nehir, göl, akarsu barındıran bir ülke Türkiye. Bu su bolluğu, asırlardan bu yana köprü mimarisinde estetiğin doruklarına çıkan eserlerin inşasına vesile olmuş. Güzel ülkemiz tarihi köprüler açısından oldukça zengin bir mirasa sahip. Çeşitli kavimler tarafından geliştirilen köprü mimarisi, Anadolu coğrafyasının her bölgesine yayılan taş kemer köprülerle yolların kesintisiz bağlantısını sağlayarak günümüze kadar ulaşmış. Roma, Selçuklu, Beylikler ve Osmanlı dönemlerinden kalan muhteşem köprüler Türkiye’deki nehirlerin boynuna geçirilmiş zarif birer gerdanlık gibi...

Geçmişte günlük ulaşım ihtiyacını karşılayan ve sefer dönemlerinde ordunun savaş alanına intikalini sağlayan köprüler stratejik bir öneme sahipmiş. Çünkü, köprü başını tutan üstünlüğü de elde etmiş oluyormuş. Bu sebeple atalarımız Anadolu, Balkanlar ve Ortadoğu’daki nehirlerin iki yakasını bir araya getiren onlarca köprü yaptırmış. Fethedilen bölgelere ilk yapılan mimari eserlerden olması, köprüyü yol aşma amacının ötesine taşıyor. Köprüler asırlardır farklı topraklara, coğrafyalara, hatta kıtalara kültürümüzü aktarıyor. Bu kıymetli tarihi miraslarımızdan en nadide örneklerini tanıyalım istedik.